Aziz Şah – 2022 Mali Protokolü’nü yazan TC’nin sömürgeci bürokratlarına şükran!
Bu protokol için çalıştıkları her dakika ömürlerine ulansın…
Dilsiz şeytanı bile dile getirdiler…
Herkes hep bir ağızdan ‘BU BİR İMHA PROTOKOLÜDÜR’ diyor…
-Bu bir yok oluş protokolüdür, diyor…
-Bu bir ilhak protokolüdür, diyor…
Dilsiz şeytanı bile diye getirdi Bay Protokol!
60 küsur yaşında Kıbrıslı bir abam (ablam), ‘‘İşgal var diyenlere karşı çıkardım ama ilk kez işgali iliklerime kadar hissettim’ diyor.
‘İşgal var diyenlere karşı çıkardım çünkü Türkiye uluslararası hukuka göre buradaydı’ diyor…
‘İşgal var diyenlere karşı çıkardım ama bu bir ilhak protokolüdür’ diyor…
Abacığım, işgal olmadan ilhak olmaz; önce işgal sonra ilhak, işgal neden ilhak sonuç…
Türkiye uluslararası hukuka göre çıkmış diye adaya ‘işgal’i kabul etmemiş abam; Türkiye uluslararası hukuku paçavraya çevirse de…
BM Güvenlik Konseyi ve AİHM ‘‘Türkiye Kıbrıs’ta işgalcidir’’ dese de, abam kabul etmemiş bu işgali…
Türkiye uluslararası hukuku kılıf olarak kullanıp adaya çıkmış, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin anayasal birliği ve toprak bütünlüğünü sağlamak için…
Toprak bütünlüğünü garanti ettiği Kıbrıs Cumhuriyeti devletinin topraklarını işgal etmiş, uluslararası hukuka göre işgal ettiği bu topraklara, uluslararası hukukta İNSANLIĞA KARŞI İŞLENEN SUÇLAR kategorisinden suçlar işleyerek nüfus taşımış…
Anayasal birliğini garanti ettiği Kıbrıs Cumhuriyeti’nin anayasasını yıkmak için yarım asır ‘bakir doğum’la yeni devlet kurulmasını talep etmiş, yarım asırdan sonra toprak bütünlüğünün garantörü olduğu devletin toprakları üzerinde kurduğu korsan yapı KKTC’nin ayrı devlet olarak tanınmasını talep etmiş…
Bir ömür boyunca bunları yaşayan abam, ikna olmamış işgale…
Evet abacığım, Türkiye uluslararası hukuka göre çıktı Kıbrıs’a! Ama Kıbrıs’a çıktıktan sonra ne uluslararası hukuk bıraktı, ne ulusal egemenlik, ne insan hakları, ne de insanlığa karşı işlenmemiş suç bıraktı!
Lâkin Türkiye’nin Kıbrıs’ta işgalci olduğuna ikna olamamış ablam… Ta ki 2022 Mali Protokolü’ne kadar!
Şimdi ikna olmuş ablam işgale…
Bu ablam tek kişi değildir… Hukuk eğitimi almış ve hatta profesörlüğü bile olan parti yöneticileri bile bu seviyededir.
Bugüne kadar ‘‘Türkiye Kıbrıs’ta işgalcidir’’ dediğimde tek bir faşistle tartışmadım. Hep solcular dikildi karşıma…
18 Mayıs 2022’de TC Sömürge Valiliği’nin önünde ‘‘İşgalci Türkiye Kıbrıs’tan defol’’ pankartı açıldıktan ve sloganı atıldıktan sonra sağcılardan önce, solcular saldırdı; sonra da aynı safta birleştiler!
Sonuçta Erhan Arıklı bizim Avrupa-Afrika gazetesine hitaben, “…‘Evet ulan, işgalse işgal, sen de benim esirimsin’ diye haykırıp boyunlarına esaret tasması geçirmek için neler vermezdim” diye yazmıştı.
Faşistler kabul ediyor işgalci olduklarını, Türkiye’nin işgalci olduğunu kabul etmeyen asimile olmuş solculardır, askeri rejimi görmemek için ‘göğe bakan’lardır!
1990’larda muhaliflerin kapısında onlarca bomba patlamış…
Kutlu Adalı öldürülmüş…
‘Başbakan’ Derviş Eroğlu ‘peşimde 41 MİT ajanı var’ demiş, evinin önünde bomba patlamış…
Avrupa-Afrika gazetesinin matbaası iki defa bombalanmış, gazete iki defa kurşunlanmış, yerleşimci sömürgeci nüfus tarafından gazete Sivas-Madımak katliam provasını yaşamış…
İki sene önce Mustafa Akıncı ve Serdar Denktaş MİT tarafından seçimlerden çekilmek için tehdit edildiklerini açıklamış…
Hiçbir şart ve koşulda Kıbrıs’ta Türkiye işgali olduğuna ikna olmayan ablam 2022 Mali Protokolü’nü görünce işgali iliklerine kadar hissetmiş…
Dilsiz şeytanı dile getirmiş şu 2022 Mali Protokolü!
Sopanın anlatamadığını kalem anlatmış, ama bizim kalemimiz değil, sömürgeci bürokratların kalemi!
(25 Mayıs 2022 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)