Ekip varken ekipman yoktu, ekipman varken ses yoktu, et ve tırnak koptu

Aziz Şah – Adıyaman İSİAS Oteli toplu mezarının başında evladının çıkmasını bekleyen bir veli, “Ses varken ekip yoktu. Ekip varken ekipman yoktu. Ekipman varken ses yoktu” diye özetledi yaşananı…

Adıyaman’da kardeşini kaybeden can dostum daha cenazeler çıkmaya başlamadan, “Üstüne git bu konunun, yaz” dedi. Ona, kendime ve öldürülenlere söz verdim, yazacağım sonuna kadar…

“Aileler” dedi “cenazeler çıkınca kendinde olmayacak, bizim ölenlere borcumuz var” dedi.

Cenazede sarıldı bana “Dondu” dedi, “Hiçbir şey yapamadık”. Söz verdim, yazacağım… Kamuoyu önüne çıkıp söz veren Barolar Birliği ve İnşaat Mühendisleri Odası başkanları da unutmasın verdikleri sözleri…

Depremden sonra yazdığım birkaç yazıdan sonra, şimdi yazma bunları diyenler oldu. Ne zaman yazayım?

İmamlar tabutların başında siyaset yapıyor. “Şahadet mertebesine herkes erişemez, şükredin” diyor. Belli ki TC’nin buraya atadığı İsmailağa Cemaati imamı “müftü” Ahmet Ünsal talimat verdi bütün imamlara: Bayrak ve şahadetle örtün üzerini ölülerin, susturun Kıbrıslıları!

-Şehit çocuklar ve şehit öğretmenler, dedi durdu imamlar!

Vatan savunmasında mı öldüler? Bir “dava” uğruna mücadelede mi öldüler? Cihad ederken mi öldüler?

Git sen öl! Afganistan’a git öl! Suriye’ye git öl! Yemen’e git öl! Sana cihad edecek yer mi yok?

Türkiye Cumhuriyeti Devleti “emanet” aldığı çocukların ölüsünü gönderdi Kıbrıs’a!

Üzerlerinde parıl parıl parlayan cübbeler ve kafalarında sarıklarla fetva veriyor Ankara’nın imamları kefene sarılan çocuklar için: Şahadet mertebesine eriştiler!

Hangi düşman öldürdü çocuklarımızı ki şehit oldular?

AKP’li müteahhit ve AKP’li müteahhidi denetlemeyen TC Devleti öldürdü 35 insanımızı!

1974’teki gibi EOKA-B öldürmedi, 2023’te Adıyaman’da EOKA-C öldürdü insanımızı…

Ne zaman bir “doğal afet” siyaset tarafından “felaket”e dönüştürülse başlarlar: Siyaset yapmayın!

Siyaseti yapan imamlardır tabutların başında. “Şahadet” ve “kader” demek adalet aramayın demektir. “Kader”i dava edebilir misiniz?

İşte böyle siyaset yaptırıyorlar imamlara. Türkiye’de adalet yoktur çünkü diyanet vardır…

Kulaklarımla duymasam inanmazdım… Şehit çocuk ve şehit öğretmen dediler durmadan…

Sanırsınız ki Şehit Hüseyin Ruso’yu ve Şehit Ecvet Yusuf’u gömüyoruz üçüncü defa!    

“Dondu, hiçbir şey yapamadık” dedi can dostum…

Donarak öldüler, ama Sarıkamış’ta değil… AKP’li müteahhidin yaptığı ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin onay verdiği “otel”in enkazında kurtarılmayı beklerken!

İmamlar cenazelerde siyaset yaparken, adalet isteyenlere siyaset yapmayın diyorsunuz…

Siyaset, inşaatın temelinin doğru atılıp atılmadığını, kolonlarının ve kirişlerinin kuralına göre yapılıp yapılmadığını, çimentodan ve demirden çalınıp çalınmadığını denetleyen mekanizmaya yön verir. Siyaset yasa yapar, o yasayla devleti yönetir. 35 insanımızı İSİAS Otel’de siyaset öldürdü!

Şimdi de AKP’nin imamları gelmiş Kıbrıs’ta bize AKP’nin siyasetinin öldürdüğü insanlar için “şehit” diyor…

“Dondu, hiçbir şey yapamadık” dedi can dostum…

Bizim saatle 03:17’de oldu deprem.

Saat 4 yoksun…

Saat 5 yok…

Saat 6, 7, 8 yoksun…

Saat 9 yok!

(…)

Saat 21 yok!

18 saat sonra Kıbrıs’tan ekip gitti, Kıbrıs’tan ekip gidene kadar kimse uğramadı enkazın başına. Yarım asırdır bize “et ve tırnak” edebiyatı yaptılar, tırnak koptu et dondu.

Mağusa’da bir kuşak yok oldu!

Dün sabah TELE 1’de gazeteci Namık Koçak’ı dinliyorum. Bir cümle kurdu İSİAS Otel ile ilgili: “Yanındaki bina yıkılmasın diye enkaza dokunulmadı”…

Bu söylenen doğru mu yanlış mı bilmiyorum, not düşüyorum sadece unutmamak için. İnşaat mühendisi Murat Kanatlı’ya sordum,

-“…en önemli veri yıkılma şekli, büyük bloklu yıkımlar kurtarma için en ideal olandır, yaşam alanı oluşabilir, İSİAS Otel tamamen un ufak oldu, kaç gündür fotoğraflara bakarım, tek bir boşluk yoktu, son bodruma geldiklerinde orda yaşam alanı vardı, onun için de geç kalındı” dedi.

(13 Şubat 2023 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

Görsel: İsmail Cem Özkan

About the author