Kudret Özersay’ı anlamak (2)

Aziz Şah – 2010’lu yılların ilk yarısında ‘‘Ankara’nın sosyal mühendislik projesi’’ diye yaftalanan Özersay 2022’de Ankara’nın tekerine çomak soktu.

Birileri Ankara’dan ‘işaret’ vermiştir Özersay’a muhakkak zamanında siyasete girmesi için, ileride anılarını yazdığında öğreneceğiz… Ancak Ankara’nın ‘‘telkinleri’’ne rağmen Ersan Saner ile hükümet kurmayı reddetti.

Özersay, “Bize Türkiye’den Ersan Saner ile hükümet kurmamız telkin edildi’’ dediği için, ‘Ankara’dan talimat geldi’ demeyeceğim, zaten bu ‘telkin’e uymadıkları için HP’den vekiller istifa ettirilerek hükümet kurduruldu:

-‘‘Hükümeti kurmayı kabul etmediğimiz için 3 vekil istifa ettirildi. Kurmadığımız hükümeti kurdurmak için yaptırıldı ve o hükümet kuruldu, Ersan bey başbakan oldu’’…

Özersay, Ankara’ya ve KKTC’ye bağlılığı tam olan bir Kıbrıslı Türk sağcısıdır. Kolay kolay ‘Ankara müdahalesi’ dedirtemezsiniz. O yüzden ‘telkin’ bile demesi çok önemlidir…

Özersay müdahale olursa meclisten ya da seçimden çekiliriz diye söz vermedi toplumumuza. O sözü CTP lideri Tufan Erhürman verdi:

-“CTP seçime girer ve o seçime müdahale, gözle görülür, elle tutulur bir veri olursa, öyle bir seçime devam etmeyiz. Gerekirse seçimden çekiliriz. Gözümüzün gördüğü şekilde iradeye müdahaleyi kabul etmeyiz, biter bu alem”…

Tufan Erhürman’ın verdiği sözü Kudret Özersay tuttu…

Halkın Partisi parti meclisi kararıyla Ankara’nın kukla oynattığı KKTC Meclisi’nden çekilme kararı aldı sine-i millet diyerek. Özersay çekildi, Ayşegül Baybars ve Jale Refik sessiz. Ersan Saner’e hükümet kurdurmak için üç HP’liyi istifa ettirmişti Ankara; Özersay ile birlikte çekilmeyen iki kadın vekilin durumunu göreceğiz. Ankara’nın talimatıyla istifa eden üç vekilin isimleri bile hatırlanmıyor bugün…

Özersay’ın sine-i millet derken nasıl uygulayacağı, uygulayıp uygulayamayacağı meçhul. Ancak bir yanlış yaptı ‘Kudret Hoca’!

Okuma özürlü bir ahaliye, uzun uzun cümlelerle sayfalar uzunluğunda demeçlerle meclisten neden çekildiğini anlatmaya çalıştı. Kimse de okumadığı için anlamadı!

Bir cümlede özetleyecekti neden meclisten çekildiğini. Şunu söyleyecekti:

-‘Be arkadaşlar, meclisin hiçbir işlevi kalmadı. Hiçbir protokolü ve yasayı muhalefet olarak mecliste engelleyemeyiz; onun içinde kalırsak şov yapmış oluruz, bağırır çağırırız ama bir işe yaramaz, siz da bizi iş yapar zannedersiniz… Zaten protokol Bakanlar Kurulu eli ile yürürlüğe kondu, yasa gücünde kararnamelerle uygulanacak!.. Ankara’nın dediği dedik, çaldığı düdük!’’…

Hade, Kudret hoca son cümleyi söylemesin ama diğer cümleleri söyleyebilir. Zaten ‘diplomatik üslup’la verdiği demeçlerin özetidir bu yazdığım kısa paragrafcık…

Özetle şöyle diyor Özersay:

“(Protokol) Meclis’te onaylanacakmış gibi bazı açıklamalar yapılıyor. Bu antlaşma Bakanlar Kurulu kararıyla yürürlüğe konuldu, Meclise sadece bilgi için gönderildi. Bu nedenle Meclis’te bu aşamada TC-KKTC iktisadi ve mali işbirliği antlaşmasıyla ilgili bir şey yapılamaz, Meclis’teki muhalefet de bunu gayet iyi biliyor ama sanırım bazı vekiller bunu özellikle dillendirmekten kaçınıyor. Neden mi?.. E, o zaman Meclis’te (…) muhalefet etmenin bir şeyi engellemeye yetmeyeceği ortaya çıkacak da ondan…”

Ankara’nın kukla oynattığı KKTC meclisinde oturmanın hiçbir işlevi kalmadığını söylüyor Kıbrıslı Türk sağcısı Özersay. KKTC’ci ‘sol’ ise meclisi terk ettiği için ona saldırıyor…

Özersay’ın en büyük açığı hâlâ Kıbrıslı Türk milliyetçiliğinin temsilcilerinden biri olması, KKTC’ye sarılması.

Ankara açısından KKTC misyonunu tamamladı. Hele ki Ankara’nın Kıbrıslı Türk milliyetçiliğine hiç tahammülü yoktur.

Sonra bir bakmışsınız Ankara, ‘şehit çocuğu Kudret’i ‘‘şehitlerimizin kanlarına ihanet ve gaflet’’le suçlar…

Ankara’nın tek gailesi Kıbrıslı kimliğinin tamamen yok edilmesidir; bu ‘Kıbrıslı Türk milliyetçiliği’nin garip Kıbrıslılığı olsa bile…

(2 Haziran 2022 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

Görsel: Senih Çavuşoğlu

About the author