Tacan Reynar’ı verdiğiniz için dilinizi istiyorlar!

Aziz Şah – BRT Müdürü seçim yasaklarını çiğneyerek TC Devleti’nin 2020 ‘KKTC Cumhurbaşkanlığı’ seçimine müdahalesinin propagandasını ekranda yaptığı için mahkum oldu.

En tepeden en aşağıya kadar UBP kadroları pervasızca mahkemeye saldırıyor…

UBP ‘ilelebet yaşayacak’ dediği KKTC’nin mahkemesine, yargı sistemine, sistemin vücut bulduğu kamu görevlilerine saldırıyor…

Muhalefetin UBP’ye yapabildiği tek eleştiri ‘‘KKTC anayasasını paspas ettiniz, kurumlarını yok ettiniz, teammüllerini ortadan kaldırdınız’’dır…

İşin acısı, bugün UBP’ye karşı ‘devleti savunan’ muhalefet, 22 Ocak linç saldırganları mahkemede yargılanırken yargıya müdahalenin aracı oldu!

Ankara için kişisel olarak hiçbir önemi olmayan BRT Müdürü için mahkemeye aleni bir şekilde pervasızca uygulanan baskıya bakın!

Ankara için kişisel olarak her birinin ayrı ayrı önem taşıdığı AKP-MHP’li linç saldırganları için perde arkasından yapılan baskıyı hayal edin şimdi de…

22 Ocak linç saldırganlarının yargıladığı davada mahkemenin gördüğü baskıyı anladınız mı şimdi?

Tersten söyleyeyim:

22 Ocak linç saldırganlarının yargılandığı davada Kıdemli Yargıç ölüm tehditleri alırken, televizyon ekranlarında tehdit edilirken, mahkemeye polis korumasında gidip gelirken, mahkeme avlusunda yerleşimci faşistler miting yaparken, yükseklerden telefonlar gelirken, bugün ‘hukukperver’ olan kesimlerin/muhalefetin sesi çıkmıyordu…

22 Ocak linç saldırganları yargılanırken ‘bir cübbeden ibaret olan’ Kıdemli Yargıca yapılan saldırılar karşısında sesiniz çıkmadığı için bugün BRT Müdürü Yüksek Seçim Kurulu’nun yasaklarını çiğnediği için kanunen cezalandırıldığında mahkemeye pervasızca saldırıyorlar…

22 Ocak’tan sonra mahkemeye sahip çıkmadığınız için 2022’de ödüyoruz bedelini!

Siz Tacan Reynar’ı verdiniz, onlar sizden dilinizi kesmenizi istiyor!

Bıçak kemikte değil, dildedir dilde!

Tacan’a sahip çıkacaktınız…

Tacan’ın herşeye rağmen hapse attığı linççi faşistleri Ankara’nın bir talimatıyla Şartlı Tahliye Kurulu marifetiyle ‘iyi hâl’den serbest bırakmayacaktınız…

İşte biz o ‘dün’de, bugün olacaklar için bağırıyorduk!

22 Ocak Rejimi’nin niteliğini görmezden gelmeseydiniz, bugün bu noktada olmazdık. Trajik olan ise bugün hâlâ gerçekleri yarım yamalak söylüyorsunuz: Altın ile altın suyuna batırılmış teneke aynı değildir!

O gün ‘‘Baroların neden sesi çıkmıyor?’’ dediğimizde avukatlar çok kızdı…

22 Ocak 2018 linçinden sonra camları tuzla buz olmuş gazete binasında yazı yazarken, “Mahkemenin camlarını kim koruyacak?” diye sormamız çok yadırgandı.

Mahkemelere yapılan her saldırıda inatla sordum: “Mahkemenin camlarını kim koruyacak?”…

-‘‘Mahkemenin varlığını kim koruyacak?’’ diye sorduğumda bugünler için soruyordum…

Mahkemenin olması ile olmaması arasında fark vardır: İnsan haklarının savunulabilmesi ile ağza dahi alınamamasıdır bu fark. Savunma yapma hakkı ile yargısız infaz arasındaki farktır bu.

“Mahkemenin camlarını kim koruyacak?” ve ‘‘Mahkemenin varlığını kim koruyacak?’’ sorularına bir soru ekledi, Avrupa-Afrika’ya Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nda dava açıldıktan sonra eski Kıdemli Yargıç Tacan Reynar:

-“Buradaki mahkemeler ellerinden yargılama erki alınınca ne yapacaklar?”

22 Ocak linççileri için mahkemeye müdahale edildi. Ağır cezada yargılanması gereken suçlular alt mahkemede yargılandı. Sustunuz!

Kıdemli Yargıç “Söyleyin o yargıca herhangi bir ceza verirse verdiği cezanın kat be katını ona ödeteceğiz, karşılığını bulacak” diye resmi ağızdan tehdit edildi. Sustunuz!

Yargıç istifa ettiğinde, Tufan Erhürman “İstifası yargıcın kişisel meselesidir” dedi. Üstüne de CTP’nin başkanlığında Şartlı Tahliye Kurulu tarafından linççiler “iyi hâl”den serbest bırakıldı…

22 Ocak sürecinde yargıya müdahalenin parçası oldunuz, BRT Müdürü yargılanırken yargıya müdahaleye şaşırıyorsunuz!

Tacan Reynar’ın ‘‘Söyleyin o yargıca’’ diye tehdit edilmesinden, Tatar’ın “Yetkili mercilerin gereken adımları ivedilikle atacağına inanmaktayım” diye mahkemelere ayar çekmesine geldik.

Tacan’ın sorduğunu soralım:

-“Buradaki mahkemeler ellerinden yargılama erki alınınca ne yapacaklar?”

(10 Haziran 2022 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author