Aziz Şah – Tokun, Ankara tokun!
Sayın Ankara, kötü kalpli üvey ana!
Sadece Avrupa-Afrika gazetesini yargılama…
4*4 süren gazetecileri de yargıla…
Mafyadan ödenekli gazetecileri de yargıla…
Yoldan çevirdiğini yargıla…
Dudduğunu sok içeri…
Tokunulmadık bırakma bun’çinde…
Haçanabir Ali Osman ile Şener Levent’i sokacan sanık kutusunun içine…
Şener Levent’in içinde bigla ağacı çıktı mahkeme önünde sandviç yemekten…
Ali Osman’ın midesinde kargalar uçuşur portakal suyu içmekten…
Sandviççi bir villa yaptırdı mahkeme önünde yediğimiz sandviçlerden…
Tokuk biz Ankara…
Biraz da geriye kalanlara tokun…
Çeyrek asırdır Avrupa-Afrika gazetesinin yargılandığı davalara zahmet edip muhabir bile yollamayan gazeteleri de yargıla!
‘‘Katil Bush’’ diye attığımız manşetten bile ‘yabancı devlet büyüklerine hakaret’ten yargılandık. El insaf…
‘Polis geldi, gazetemize yeni davalar okudu’ diye çektiğimiz manşeti ekranda okurken bizimle dalga geçen gazetecileri de yargıla!
Bilirim, sabah akşam sana ‘işgalci’ diyen bizim gibiler ilk göz ağrındır ama biraz da yalakalarını yargıla…
Ankara’dan abim gelmiş, istibdad yasaları getirmiş, sus edecekmiş Kıbrıslı Türkleri!
Yaşasın istibdad, kahrolsun hürriyet!
Yaşasın susanlar için cehennem…
İşte o gün geldi, derlenip dürülsün takım elbise…
Herkes girecek o kutucuğun içine!
***
Kıbrıs Türk Gazeteciler Birliği ‘24 saat özgürlük nöbeti’ tuttu TC Sömürge Valiliği’nin karşısında…
48 senedir işgal altında olan bu topraklarda 24 saatlik özgürlük nöbeti!
Neresinden bakarsak tutarsızlık neresinden bakarsak absürd…
Gazeteciler Birliği Başkanı önce Kıbrıslı Türkleri aşağılayan TC Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun Beyaz Ev davetine gitti, sonra da TC Sömürge Valiliği’nin karşısında ‘özgürlük nöbeti’ tuttu…
Ankara’dan abim gelmiş Ceza, Müfsit Yayınlar ve Özel Hayatın Gizliliği istibdad yasalarını getirmiş…
Zamanında sömürgeci İngiliz’in Rum direnişçilere karşı çıkardığı yasaları, TC sömürgeciliği direnmeyen Kıbrıslı Türklere karşı güncelliyor, ‘ya direnirlerse’ diye!
Ankara’dan gelen üç istibdad yasası, üç maymunu ‘özgürlük nöbeti’nde buluşturdu.
Durum o kadar vahim ki, İfade özgürlüğü dendiğinde ‘‘ama-fakat’’ diye karşı çıkan ve bizim gazetenin taşlarla linç edilmesini ‘normal’ kabul eden, bizim gazete mahkemede beraat ettiğinde yargıca karşı ‘‘bu ifade özgürlüğü değildir’’ diye yazı yazan zat-ı muhteremler ‘özgürlük nöbeti’ tuttu…
Durum o kadar vahim!
22 Ocak 2018’de Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla Lefkoşa’da gerçekleşen Madımak katliamı provasından sonra, ‘‘Ama onlar da yazmasaydı’’, ‘‘Az bile yaptılar’’ ve ‘‘Afrika gene bütün ilgiyi üstüne topladı’’ gibi cümleler kurarak ifade özgürlüğüne tecavüz eden gazeteciler ‘özgürlük nöbeti’ tuttu!
22 Ocak’ta gazete binamızı yerle bir eden taşlar değil, Ankara’dan gelen üç adet istibdad yasası nöbete durdurdu gazetecileri!
1974’ten beridir esir olduğunun farkında olmayanların ‘özgürlükleri’ne biraz daha tokun Ankara!
Tokun Ankara, biraz daha tokun…
(14 Haziran 2022 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)