Aziz Şah– Tatar’a neden bu kadar öfkelisiniz? Kendinize söyleyemediklerinizi ona söylüyorsunuz.
Tatar sizsiniz, aynadaki suretinizdir…
Önce Ankara ne diyecek diye bekler, kendini garantiye aldıktan sonra konuşur, her ‘Kıbrıslı Türk’ gibi…
2021 Nisan’ında Cenevre’de yapılan görüşmede Anastasiadis masaya Mağusa ve Ercan limanlarının açılmasını koydu. Basın toplantısında TC Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu laf arasında bu öneriyi nasıl reddettiğini ağzından kaçırdı.
-“Cüret etmiş” Anastasiadis, dedi, ‘‘Mağusa ve Ercan limanlarının açılmasını teklif etmiş’’…
Bunu duyduğumda kaynar sular başımdan aşağıya döküldü…
Basın toplantısında Çavuş’un yanında oturan Tatar, bu konudan o anda haberdar oldu!
Maraş’ın Rum mal sahiplerine iadesine karşılık Mağusa ve Ercan limanlarının açılması konusunu bu gazetede bir sene boyunca yazdık. Döndüre döndüre yazdık!
Mağusa ve Ercan limanlarının açılmasının KKTC’ye statü kazandıracağı riskini görmemize rağmen, toplumun ihtiyaç duyduğu bu nefes borusunu gündemde tuttuk.
Basınımızın ilgisini çekmedi böyle hayati bir konu, siyasi partiler Ankara’ya ‘‘Sen kim oluyorsun da Kıbrıslı Türklerin dünyaya doğrudan ticaret yapma ve ulaşım hakkını reddediyorsun’’ demedi. ‘‘Bize esas ambargo ve izolasyonu Türkiye uyguluyor’’ demediler…
Ta ki Çavuşoğlu gelip KKTC meclisinde CTP’ye, ‘terörist’ ve ‘sizi kaale almıyoruz, yok sayıyoruz’ desin…
Cenevre’deki görüşmenin üzerinden 1 sene 1 ay geçtikten sonra CTP fark etti bu konuyu! Politikada zamanlama herşeydir; dananın kuyruğu koptuktan sonra istediğiniz kadar o kuyrukla halay çekin, danaya kuyruk kopmadan sahip çıkacaksınız!
Cenevre’de Anastasiadis öneriyi ortaya koyduktan sonra, Mehmet Ali Talat çıktı ve dedi ki:
-‘‘Bu öneriyi daha önce de Papadopulos teklif etti, o zaman da ben reddetmiştim. Anastasiadis’in teklifi ‘Şeytanca bir öneri’dir’’…
-‘‘Bunun üzerine atlayan Kıbrıslı Türkler de oldu. Diyorlar ki, ‘Çok şey kaybettik’ filan… Neyi kaybettin? Senden Mağusa Limanı, Maraş ve Havaalanı’nı istedi, kaybettiğin nedir?..’’ dedi Mehmet Ali Talat.
Şimdi, ‘Mehmet Ali Talat ile Ersin Tatar arasındaki farkı bulun’ desem, bulamazsınız. İkisi de toplumumuza soluk borusu olacak bir öneriye Ankara karşı çıktığı için karşı çıktı.
Peki, geriye kalan örgütler, siyasi partiler, gazeteler neden tavır almadı ve sustu?
Çünkü Maraş’ın ve Ercan Havaalanı’nın BM kontrolünde, Mağusa Limanı’nın da AB kontrolünde açılması önerisi ‘riskli’dir.
Bu mesele en basit ifade ile şudur: Türkiye’nin çıkarları ile Kıbrıslı Türklerin çıkarları taban tabana zıttır. Türkiye Kıbrıs’ta statükodan kâr eder, statüko ise Kıbrıslı Türkleri kansız bir şekilde yok eder. Kıbrıslıların çıkarları ancak Türkiye’ye rağmen ve karşı savunulur.
İşte bu yüzden sesi çıkmadı kimsenin… Tatar’a öfkeniz bu yüzdendir sevgili örgütler, partiler ve basın!
Tüm söz, yetki ve kararın Ankara’da olduğunu bile bile Tatar’a hücum edersiniz. Ama aynı zamanda Tatar gibi garanticisiniz, Ankara’nın Kıbrıslı Türklerin çıkarlarını paspas etmesine sesiniz çıkmaz…
TC Dışişleri, Rum Liderliğine 4 Maddelik hidrokarbon-güneş enerjisi-su-elektrik önerisi sundu. TC Hariciyesi yazdı, Tatar’a sundurdu. Sizse TC’ye söyleyemediğiniz herşeyi Tatar’a söylüyorsunuz.
Da be kardeşim! TC Dışişleri’nin bu önerilerinin bazılarını 10 gün önce Tufan Erhürman gündeme getirdi:
-“Kimse size Rum tarafının Güven Yaratıcı Önlemler paketini olduğu gibi kabul edin demiyor… Doğrudan ticaret tüzüğünü, yeşil hat tüzüğü kapsamındaki ihracatın genişletilmesini, yenilenebilir enerjiden daha fazla yararlanabilmemiz için enterkonnekte sistemi, Euro kullanımını, yeni kapıları, hidrokarbonu da koyun ve müzakere edin’’…
Ne Tufan ne Tatar ağzına alıyor Maraş’ın iadesi karşılığı Mağusa ve Ercan limanlarının açılmasını, çünkü garanticidirler.
Kıbrıslı Türkleri yok eden garantici olmasıdır!
(4 Temmuz 2022 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)