Ganimet ‘örs’tür, yerleşikler ‘çekiç’tir

Hakkı Atun-İsmet Kotak-Denktaş: TC Devleti’nin hazırladığı plan çerçevesinde Kıbrıslı Türk toplumunun sonunu getiren Kıbrıs’a yerleşimci nüfus taşıma projesinin en tepedeki üç yürütücüsü… “Milli Şef” Denktaş’ı tanıtmaya gerek yok… İsmet Kotak, Kıbrıs Türk Federe Devleti’nin İskân ve Rehabilitasyondan Sorumlu ilk bakanı… Hakkı Atun da evlerinden kovulmuş Rumların yerlerine yerleşimci nüfusun yerleştirilmesinden sorumlu bakan müsteşarı idi…

Aziz Şah – Kıbrıslı Türklerin son yüzyılına girdik.

Türk ordusu çekilerek işgali sona erdirmediği takdirde Latinler, Maronitler ve Ermenilerin yanında yerini alacak Kıbrıslı Türkler…

Ne ilk ne son yerli toplumu olacağız Kıbrıs’ın yok olan… Ancak bir asır boyunca inatla güttüğü politikalarla kendi kendini yok eden ilk ahalisi olacağız bu adanın. Türkiye’ye toprak kazandırmak ve Kıbrıs’ı bölmek için kendini feda etti bu ahali…

İlginizi pek çekmese de yok olmamanın bir çaresi vardır: Kıbrıs Cumhuriyeti’ne dönüş…

Bunun için 1974’ten sonra taşınan savaş suçu yerleşimci nüfustan ve İTEM yasası ile tecavüz edilen Rum mülklerinden vazgeçeceksiniz.

Ganimet ‘örs’tür, yerleşikler ‘çekiç’tir; 48 senedir işgal rejimi Kıbrıslı Türkleri örse yatırıp çekiçle dövdü.

1990’larda ‘Kimlikle Girişlere Hayır’ eylemine karşı Denktaş’ın küstahça,

-‘‘Gelen de Türk giden de, beğenmeyen çeksin gitsin’’ dediği eşiği çoktan geçtik. Gelen Türklere, bir o kadar da Türk olmayanlar ulandı…

Demografi öyle hızlı değişiyor ki Denktaş dirilse ve sokaklarda dolaşsa kendisini tanıyan çıkmaz…

Bir süre önce ekranda Hakkı Atun’un başından geçen bir olayı anlattılar. Atun ‘devlet dairesi’ne gitmiş…

-‘Nesden dayı?’ demişler Atun’a.

Hakkı Atun’un anı kitaplarından yola çıkarak yazılar yazdığım için bir okurumuz anlattı bu olayı.

-‘Nesden dayı?’ demişler Hakkı Atun’a, ‘kendisini tanımamalarına bozulmuş’, dedi okurumuz…

-İyi ki tanımadılar, tanısalardı bu düzeni kuran birkaç önemli kişiden birini, herhalde hoş karşılamazlardı, dedim…

TC işgalinin Kıbrıslı Türkleri yok eden demografi mühendisliğinin sahadaki uygulayıcılarından en önemlisidir Hakkı Atun. Ömrü uzun olsun, beş beter günlerimizi görsün…

İşgalden çok önce 1950’lerde, Rum basını ‘Ya Taksim Ya Ölüm’ siyasetini analiz ederken Kıbrıs bölündüğü takdirde Kıbrıslı Türklerin yok olacağını anlatıyordu…

8 Şubat 1958’de Elefteria gazetesi şöyle yazıyor:

“Türkler adadaki nüfusun %18’ini, bütçeye yapılan yardımın %5’i, adadaki ekilebilen arazinin %13’ü ve adadaki ticaretin ancak %1’ini ellerinde tutmaktadırlar. O halde nasıl taksim istiyorlar, biz bile anlamıyoruz”…

Rumlar ekonomik olarak bakıyordu meseleye, 80 milyonluk Türkiye’nin içinde 80-100 binlik Kıbrıslı Türklerin nasıl eritileceğini hesap etmediler!

Anastasiadis Kıbrıs Cumhuriyeti’ne dönüş çağrısı yaptığında ödü bokuna karıştı çoğunun…

Çünkü Kıbrıs Cumhuriyeti’nin işgal edilmiş toprakları üzerinde kurulmuş bu haydut düzene tebaadırlar. Bir devlet çatısı altında anayasal haklar ile yaşamayı hayal edemiyorlar: Tebaa ile yurttaş arasındaki farkı bilmiyorlar.

Kıbrıslıların hukuki ve toplumsal tüm haklarının kaynağı 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası’dır. Rumlar yurttaş olarak Cumhuriyet’e, Türkler tebaa olarak işgal rejimine sarıldılar.

Anastasiadis’in ‘sözde değil özde bir çağrı’ dediği, Kıbrıs Cumhuriyeti’ne dönüş çağrısından çok korktunuz… Korkmanız gereken Kıbrıs Cumhuriyeti’ne dönüş değil, dönecek bir Kıbrıslı Türk toplumu kalmamasıdır.

‘Nüfusun 18’i ile ‘yüzde 30’ hak sahibi olduğunuzu ezberlediniz Kıbrıs Cumhuriyeti’nde ama Kıbrıslı Türkler çok uzun bir zamandır yüzde 18 değildir!

Her hafta 10’ar 10’ar göç haberleri alıyoruz…

İşgal rejiminin çizdiği sınırlar içerisinde siyaset yapanlar gözardı ediyor demografiyi. İnsanı gözardı ederek ne faşistlik yapılır, ne devrimcilik, ne de ahbap-çavuş ilişkisi kurulur…

Bir toprağı ‘vatan bilmeyen’ insanlara siyaset yapamazsınız.

Boş bir köy kahvesine girip ‘oy’ istiyorsunuz. Henüz o kahvenin boş olduğunun farkında değilsiniz, KKTC’cilik mil çekmiş gözlerinize, demografiyi gözardı ediyorsunuz.

Kıbrıs Cumhuriyeti’nde yüzde 18 değilsiniz, işgal bölgesinde yüzde kaçsınız?

Kahvedeki demirbaş son ihtiyar öldüğünde seçim konuşması yapamayacaksınız…

Son memur öldüğünde sendikacılık yapamayacaksınız…

Kansız soykırımın kasaplığını yapan ‘Bakanlar Kurulu’ her toplantısında giden her Kıbrıslıya karşı 40’ar-50’şer vatandaşlık dağıtıyor. Kimlik Dairesi’nin dağıttıkları ayrı…

Kıbrıs’ın kendi kendini yok eden ilk ahalisi diye yazacak mezar taşınızda.

(19 Eylül 2022 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author