Aziz Şah – Özker Özgür Kıbrıs’taki işgal rejiminin ‘başbakan yardımcısı’ sıfatıyla Türkiye’ye son gidişinde Tansu Çiller ve Murat Karayalçın ile görüşmüştü. Çiller tarafından aşağılanıp geri gelmişti…
O günleri anlattığı kitabı ‘Yanılmayı çok isterdim’de şöyle diyor:
‘‘Kenan Evren’in komünistler iktidara gelmesin diye ilan edildiğini söylediği KKTC, güçler ayrılığına dayalı demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olarak tanımlanır. Öyle değildir. Polis kendine bağlı olmadığı için Muhaceret Yasası’nı bile uygulayamamaktadır. Maliyesi bağımlıdır. Hükümetler programlarına yazdıklarını Ankara’nın onayladığı oranda yaşama geçirebilirler. Davul hükümetlerin boynunda, tokmak başkalarının elindedir’’…
Hoca çok yanıldı, yanıla yanıla öğrendi ama çok geç kaldı. Kıbrıs’ın kuzeyindeki işgal rejimini Üst Koordinasyon Kurulu’nun idare ettiğini öğrendiğinde bile TC Elçisi ve iki General’den oluşan Kurul’un ‘‘anayasa dışı/anayasaya aykırı’’ olduğunu söylüyordu.
Üst Koordinasyon Kurulu tarafından yönetildiğimizi 90’ların sonunda anlayan Özker Özgür şöyle anlatıyor yaşadıklarını:
-‘‘Rejimin beyni Yüksek Koordinasyon Kurulu’dur. (…) Hükümetin programında yazılı olsa da Koordinasyon Kurulu istemezse herhangi bir uygulamaya gidilemez… Ancak Koordinasyon Kurulu’nun kendisi Bakanlar Kurulu’na haber bile vermeden karar alır ve uygular. DP-CTP koalisyonu sürerken Ledra Palace barikatının kapatıldığını, güneye gidiş-gelişlerin yasaklandığını HÜKÜMET olarak, BİR SABAH GAZETELERDEN OKUMUŞTUM. (…) Maraş’ın kapalı bölgesinin bir bölümü yine HÜKÜMETİN HABERİ OLMADAN ansızın plaj olarak halkın kullanımına açılıvermişti’’…
Bunu idrak ettikten sonra ‘‘Üst Koordinasyon Kurulu KKTC anayasasına aykırıdır veya anayasa dışıdır’’ dememeli insan; bu kadar da ‘rejim aklıyla’ düşünmemeli!
Bugünkü Tufan Erhürman CTP’sinin ‘‘KKTC anayasası tapınmacılığı’’ gökten düşmedi: Özker Özgür de anayasacıydı, Naci Talat da!..
Rauf Denktaş’ın oğlu sosyal demokrat Raif, öldürülmesinden önce mecliste yaptığı son konuşmada,
-‘‘(Meclis binasının) Bu binanın duvarlarını delip yıkacağız ki halk içine girsin’’ demişti.
Sosyal demokrat Raif’in sözünü kesen ‘devrimci’ Naci Talat da ona:
-‘‘12. maddeye göre anayasa suçu işliyorsun şimdi’’ demişti…
Bugünün ezik, korkak, hiçleşmiş ve herşeyi ‘‘anayasaya göre’’ yapan Tufan Erhürman CTP’sinin anayasacılığı gökten düşmedi.
Raif meclis duvarlarını yıkıp halkı örgütleyeceğiz dediğinde ‘devrimci’ Naci Talat Usar, Denktaş’ın oğlu Raif’e KKTC anayasasını hatırlatıyordu!..
Özker Özgür ise CTP’den atıldıktan sonra bile yazdığı kitapta, işgal rejiminin merkezi organı Üst Koordinasyon Kurulu’na ‘‘anayasa dışı/anayasaya aykırı’’ diyordu…
Akıllarına Kıbrıs’ta legal siyasetin tek zemini Kıbrıs Cumhuriyeti ve anayasası gelmedi ve gelmiyor hiçbir zaman! Legal/yasal siyaset ve anayasal zemin dendiğinde tek anladıkları işgalin örtüsü illegal KKTC…
Sonuçta işgal Kıbrıs Cumhuriyeti anayasasına da aykırıdır.
İşgal Garanti Anlaşması ve bilcümle uluslararası anlaşmalara da aykırıdır.
İşgal edilen toprağa nüfus taşıma ise uluslararası hukukta savaş suçudur. Özker Özgür gibi 1974’ten 2000’lerin başına kadar savaş suçu yerleşimci nüfusu savunmakta sakınca görmeyen insanların KKTC anayasasına bağlılığı ironiktir…
Bu konuda, tarih yapılırken yanlışa düşüp yerleşimci nüfusu savunmayan bir tek Arif Hasan Tahsin var.
Özker Özgür şöyle diyor Üst Koordinasyon Kurulu’nun anayasa dışılığı konusunda:
“1976 öncesindeki Bayraktarlık-Elçilik-Yönetim (BEY) rejiminde siyasal partilerin yarışması sözkonusu değildi. (…) Şimdi BEY rejimi yoktur. BEY rejiminin yerini Üst Koordinasyon Kurulu (ÜKK) almıştır. BEY rejiminin ÜKK rejiminden farkı yoktur. İkisi de halkın seçtiklerine karşı sorumlu değildir. ÜKK da BEY gibi Anayasa’nın dışında parlamentonun üstündedir. DENKTAŞ ANAYASA’YA BAĞLILIK YEMİNİ YAPMIŞTIR FAKAT ANAYASA DIŞI ÜKK’NIN ÜYESİDİR”…
İşgal rejiminin ‘anayasa’sı fazla ciddiye almaya gelmez… Yoksa işgal rejiminin Üst Koordinasyon Kurulu gibi yapılarını anayasada ararsınız!
Anayasa temelli siyasetin zemini üniter Kıbrıs Cumhuriyeti’dir. Kıbrıslı Türklerin hukuki ve toplumsal tüm haklarının kaynağı 1960 üniter Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası’ndadır.
Mümtaz Soysal gibi sömürgeci profesörlerin tuzaklarla örülü ‘KKTC anayasası’ değil…
(25 Ekim 2022 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)