Bilgi Teknolojileri ve Haberleşme Kurumu açıkladı: NÜFUSUMUZ 1 MİLYON! (2)

Aziz Şah – 2018’in ilk yarısında mobil abone sayısı 824,313’tü.

2022’nin ilk yarısında mobil abone sayısı ise 908,653.

Dört senede sadece mobil abone sayısındaki artış: 84,340.

Bilgi Teknolojileri ve Haberleşme Kurumu’nun (BTHK) resmi verilerinden nüfusumuza dair edindiğimiz bilgi bu. Günümüzde cep telefonu kullanımı ne kadar yaygın olsa da ilkokul çocuklarını bu rakamın dışında varsayabiliriz. 

1970’te 63.500 seçmen vardı toplumumuzda, son 4 senede mobil abone sayısındaki artış bile 84,340.

1974’ten beridir Denktaş’ın amacı kuzeyin nüfusunun güneyle eşitlenmesi idi. Denktaş başardı: Güneyin nüfusu milyonu bulmadı ama kuzeyin nüfusu 1 Milyon’a yuvarlandı.

Ancak kuzeydeki 1 milyon nüfusun içerisinde yüzdelik olarak tek hanelidir Kıbrıslıların varlığı. Yüzde 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9?

Kıbrıs Cumhuriyeti’nde Kıbrıslı Türkler yüzde 18’di, Kıbrıs’ın işgal bölgesinde yüzde 10’un altında.

Kıbrıslı Türk toplumunun tek gerçeği Kıbrıs’ın işgal bölgesinde azınlık olduğudur. Azınlıktır ama çoğunluk olduğunu zanneder, işgal altındadır ama demokrasi varmış gibi siyaset yapar, işgalcinin ırkçı rejiminde yaşar ama Kıbrıslı olarak hakkını aramayı ‘‘ırkçılık’’ zanneder. Tam bir azınlık kompleksi içerisindedir Kıbrıslılar işgal bölgesinde, işgalciye şirin görünmek için her kılığa girer!

13 Kasım 2022’de Hürriyet gazetesinde İlber Ortaylı’nın yazdığı gibi:

‘‘Bundan sonra izlenecek siyaset ise oradaki TÜRK AZINLIĞIN bizim sorumluluğumuz altında olduğunun herkes tarafından anlaşılması’’…

İlber Ortaylı’nın TÜRK AZINLIĞI dediği, Kıbrıs Cumhuriyeti’nde nüfusun yüzde 18’ini oluşturan, Kıbrıs’ın işgal bölgesinde ise yüzde 9’un altına düşen Türkçe konuşan Kıbrıslı ahalisidir.

TC’nin Kıbrıs’a nüfus taşıyarak sürdürdüğü savaş suçlarının işbirlikçisi Kıbrıs Türk Federe Devleti’nin İskân ve Rehabilitasyondan Sorumlu ilk bakanı İsmet Kotak, yerleşimci nüfus kolonizasyonunu ‘insan ekmek’ olarak tanımlıyordu.

-‘‘İnsan ekmekteyiz’’ diyordu İsmet Kotak.

Kötü bir benzetme olsa da Kotak madem ki böyle dedi, kansız soykırımın kasaplarından Kotak’ın sözünü tamamlayalım: İthal tohum tarım tekelleri kâr etsin diye tek kullanımlıktır. İthal tohumun temel özelliği budur, her sezon baştan satın alıp ekmeniz gerekir. Bu sebeptendir her seçim dönemi ithal nüfus vatandaş yapılması.

BTHK 2022 Haziran verileriyle 908,653 mobil abonesi olduğunu açıklarken 2022’nin Ekim ayında İstatistik Kurumu Kıbrıs’ın işgal bölgesindeki nüfusu 382 bin 836 olarak açıkladı.

Türkiye’nin Kıbrıs’taki amaçlarından biri kuzey ile güneyin nüfusunu kademe kademe eşitlemek, ancak bunu gizli tutmak yönündeydi. Nüfus taşırken savaş suçu işlediklerini biliyorlardı zaten. İsmet Kotak bunu da itiraf ediyor:

-“Gazimağusa’ya gemilerle gece getirirdik göçmenleri, onu da söyleyeyim. Gece gelirdi gemiler. Çünkü Barış Gücü surlar üzerinde nöbet tutuyordu”…

“Dolayısıyla, onlar resim çekmesin diye –o zaman gece görüşü diye bir şey yoktu biliyorsunuz- biz bunları gündüz değil, geceleyin getirirdik”…

“İki feribot aynı anda dayanıyor limana. Biz otobüslerimizi hazırlıyorduk ve yıldırım süratiyle bunları alıyoruz ve bilinmeyen istikamete hareket ediyorlar tabii”…

O gün bugündür Kıbrıs, İsmet Kotak’ın dediği gibi “bilinmeyen bir istikamete” doğru yol almaktadır…

31 Mart 1977 tarihinde Denktaş Federe Devlet Başkanı olarak Meclis Başkanı Osman Örek’e bir “mektup” yazar. Örek, Meclis Başkanı olarak bir heyetle Ankara’ya gitmeye hazırlanıyordu. Denktaş da Türkiye’de görüşülmesi gereken konularda “tavsiye”de bulunur Örek’e.

Mektupta Türkiye’nin Kıbrıs’ta izlemesi gereken politikayı anlatır Denktaş. 3’üncü madde şöyledir:

‘‘3.(…) Nüfus dengesini müspet yönde geliştirecek girişimlere devam edilmesi gerekir. Bu da kredi olanaklarının artırılmasına ve rehabilitasyon işlemlerini bir an önce tamamlamanızı temin edecek olanakların sağlanmasına bağlıdır’’…

Denktaş’ın istediği gibi Türkiye’den taşınan nüfusla ‘‘nüfus dengesi müspet yönde geliştirildi’’ Rumlara karşı. Kuzeyin nüfusu güneyi geçti ve Kıbrıslı Türk toplumu yok edildi…

(13 Aralık 2022 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author