Kutlu Adalı’nın karşısına dikilen TC Elçiliği Müsteşarı Onur Öymen (2)

Aziz Şah – 1974 istilasından sonra Kayıt Dairesi Müdürlüğü’ne ve Nüfus Başyazmanlığı’na getirilen Kutlu Adalı anayasa ve yasa ile tüzük ve nizamlara uyarak “tarımsal işgücü” adı altında TC’nin Kıbrıs’a taşıdığı yerleşimci nüfusa “kimlik” verme konusunda ince eledi sık dokudu…

Gerekli evrakları olmayanlara “kimlik” vermez Adalı, yaptığı budur aslında. Yasaları ve tüzükleri uygular sadece… Bu bile Kutlu Adalı’yı TC Elçiliği’nin hedefi yapar!

Yerleşimci nüfusun Kıbrıs’ta kolonizasyonunu yürüten TC Büyükelçiliği Yardım Heyeti’dir o sırada. Adalı da konunun ne olduğunu bilmeden Elçiliğe çağrılır…

2000’lerin başında CHP Genel Başkan Yardımcısı olacak olan TC Elçiliği Müsteşarı Onur Öymen ile karşı karşıya gelir Kutlu Adalı…

Adalı’dan dinleyin:

-“Niçin çağrıldığımızı bilmiyorduk. Kahve, çay bile ısmarlamadan Onur Öymen bize yüksek sesle çıkışmaya başladı: Türkiye’den gelenlere niçin zorluk çıkarıyormuşuz? Niçin kimlik vermiyormuşuz? Niçin yurttaş yapmıyormuşuz? Bu insanlardan ne istiyormuşuz? Ortada imzalanmış bir protokol varmış, devletlerarasında imzalanan protokoller yasaların üstündeymiş…”

Son cümleye dikkat edin…

-“Ortada imzalanmış bir protokol varmış, devletlerarasında imzalanan protokoller yasaların üstündeymiş…”

Bu gazetede bıkmadan usanmadan tekrar ettiğim cümlelerden biri şudur:

-Sömürge protokolle yönetilir!

Onur Öymen’in Kutlu Adalı’ya söylediği bu sözü KKTC Anayasası’na da yazdılar sonradan…

Kutlu Adalı gibi namuslu ve onurlu Kıbrıslıların elini kolunu bağlamak için Prof. Mümtaz Soysal’ın hazırladığı KKTC Anayasası’na 90’ıncı Madde’yi koydular.

90. Madde’ye göre Türkiye ile imzalanan anlaşmalar/protokoller “KKTC anayasası”na aykırı olsa bile yasa hükmünde sayılarak Anayasa Mahkemesi’ne götürülemez. Yani, anayasanın ve yasaların bir hükmü yoktur. Bu sebepten, “sömürge protokolle yönetilir”!

İşgalci TC, işgal ettiği topraklarda kurduğu kukla rejimin başına oturttuğu işbirlikçilerine “anlaşma” imzalatıyor, bu da “Anayasa ve yasalardan üstün” sayılıyor. İşgal hukuku buna denir.

90’ıncı maddenin KKTC Anayasası’na neden konduğunu da Kutlu Adalı’nın başına gelen olaydan öğreniyoruz…

Dönelim biz Onur Öymen’in onurlu ve namuslu Kıbrıslıların karşısına dikilmesine…

TC Elçiliği’ne Kayıt Dairesi Müdürü ve Nüfus Başyazmanı Kutlu Adalı ile birlikte Muhaceret Dairesi Müdürü Erol Bayram da çağrılır…

Adalı’dan dinleyelim:

“Ne Erol Bayram, ne de ben Onur Öymen’in çıkışlarına sessiz kaldık. Ortada protokol var diye, gelenlerin kaşına gözüne bakarak mı işlem yapacaktık? Bu işin yasası, kuralları vardı, ona uyulmalıydı.

Erol Bayram, ezilmeden diyordu ki;

-Ben Pasaport Dairesi Müdürü’yüm. İçişleri Bakanlığı’na bağlıyım. Üzerimizde bakan var, müsteşar var, onlardan emir alırız.

Ben de diyordum ki:

-Anayasa ve yasalara göre, çıkarılan tüzük ve nizamlara uygun olarak görev yapıyoruz. Emirle hareket edersek…”

Kutlu Adalı ve Erol Bayram kendini ezdirmez ama Onur Öymen ezmekte kararlıdır…

Adalı’dan dinleyelim:

“Onur Öymen hep ayakta konuşuyordu ve otoriterdi:

-Artık bizden emir alacaksınız. Bakanlar bizden sorulur… Tamam mesele anlaşılmıştır. Bunu kim yapıyor anlaşılmıştır. Biz gerekeni yapacağız…” gibi oldukça sert, kararlı, bizleri küçümseyen, hatta hiçe sayan sözler etti.

Ben ve Erol deneyimli, yılların memuruyduk. Hiç böyle, hakaret kokan davranışlarla karşılaşmamıştık. Ne konuşulacağını, tartışılacağını bilmeden gündemsiz Elçiliğe çağrılıyor, haşlanıyorduk. Bir kişinin Elçilik personeli olması, ona böyle bir yetki veriyor muydu?”

Sonra ne mi oldu?

Erol Bayram ve Kutlu Adalı görevlerinden alındı…

Adalı’dan dinleyelim:

“Çok sürmedi Erol Bayram da, ben de görevlerimizden alındık. Beni mahkemelerde süründürdüler. Erol Bayram’ın onuruna dokundu, erken emekli oldu. Ben davaları kazandığım halde ne oldu? Demokrasinin çarpık işlediği bir yerde, adalet mi aranırdı?”

Kutlu Adalı ve Erol Bayram’ın yaşadıkları TC’nin burada yerleşimci sömürgeciliğini zorla nasıl yürüttüğünün aynasıdır. Kıbrıslının başını eze eze yürüttüler yerleşimci nüfus sömürgeciliğini, Kıbrıslıyı aşağılaya aşağılaya hiçleştirmeye böyle başladılar…

(31 Aralık 2022 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author