İSİAS katliamında hiçbir şey gizli kalmayacak

Aziz Şah – Küçük adamlarla ve kuklalarla uğraşmam. Ama İSİAS katliamında istisna yapacağım. Küçüğü büyüğü kuklayı kuklacıyı ayırmayacağım…

İlk günden yazdım: 35 insanımızı Türkiye Cumhuriyeti Devleti öldürdü. Müteahhit sadece tetikçidir…

Bir ucu eski ANAP’lı-İYİ Partili diğer ucu AKP’li olan Bozkurt sülalesi sadece tetikçidir.

Müteahhit-otel sahipleri tetikçidir. Esas sorumlular Adıyaman Belediye Başkanı ve Belediye Meclisi’nden TBMM’ye uzanan devlet yetkilileridir, devlettir!

Nasıl ki Kutlu Adalı’yı, Ayhan Hikmet’i, Ahmet Gürkan’ı, Fazıl Önder’i, Derviş Ali Kavazoğlu’nu öldüren tetikçilerin ötesinde “emri verenler”dir önemli olan, İSİAS katliamında da tetikçinin ötesidir önemli olan!

Dün ve önceki gün Tatar’ın iletişim danışmanı Kartal Harman’ın 6 Şubat günü çocuklarımızın AFAD tarafından kurtarıldığı ve AFAD çadırında olduğuna dair yalanlarını hatırlattım… Canlarımız üzerine yalan söyleyen bu zattan şikayetçi olmadı Ersin Tatar ama danışmanı Aydın Akkurt açıklama yaptı.

Bir hafta önce Özgür Gazete ve Gazedda Kıbrıs Kartal Harman’ın 6 Şubat yalanlarını haber yaptı. Silihtar Sarayı’nın umuru olmadı. Bir hafta sonra “İSİAS katliamında Kartal Harman’ın rolünü unutmayın” başlığıyla yazınca biz Aydın Akkurt cevap verdi.

Ama sorularım cevapsız duruyor: Kartal Harman’ın 6 Şubat’ta yaydığı yalanları kendisinin uydurduğunu düşünmüyorum… Tam olarak Türkiye’de propaganda bakanlığı gibi çalışan “Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı”nın yaptığı gibi, krizi çözmek yerine halkın algısını yönetme politikasıdır bu.

Tatar’ın iletişim danışmanı Kartal Harman’a “algı” yaratmak için “AFAD İSİAS’taki Kıbrıslıları kurtardı” yalanını kim söyletti? Harman’a bu “bilgileri” kim verdi ve bu yalanları kim söyletti?

Ya Tatar şikayetçi olacak mahkemede öğreneceğiz, ya da Harman kendisi açıklayacak… Birileri manipülasyon yaptı, 35 insanımıza 2 gün kaybettirdi enkazın altında!

AFAD tek bir çivi bile almadı İSİAS Otel’in enkazından. Ama “AFAD çocuklarımızı kurtardı” diye bir algı politikası yürüttüler.

Senelerdir Türkiye’de Erdoğan’ın istibdad rejiminin yaptığı budur: Pandemide, enflasyonda, selde, yangında ve depremde krizleri çözmek için uğraşmak yerine videolar, görseller ve söylemler üreterek kriz karşısında halkın algısını yönetiyorlar.

Krizleri küçümsüyorlar önce, sonra krizin kontrolden çıktığını fark ettiklerinde çok geç oluyor, bir “günah keçisi” yaratıyorlar ve “algı yaratma”ya odaklanıyorlar.

“Asrın felaketi” söylemi de budur. Profesyonelce hazırlanmış kaynağı belirsiz bir “asrın felaketi” videosu dolaşıma sokuldu algıyı yönetmek için.

“Asrın felaketi” şu demektir: Nerede olsa aynı sonuç olurdu, böyle bir “felaket” karşısında hangi devlet olsa aynı sonuç ortaya çıkardı.

Ortada “felaket” dahi yoktur: Deprem bir doğa olayıdır. Bilim ve mühendisliğin yüzlerce yıllık birikimi ile inatlaşırsanız doğa olayı” “felaket”e dönüşür.   

Erdoğan istibdadının “algı yönetimi” iflas etti. Ucuz “propaganda bakanlığı” taktikleriyle koca bir katliam çukuruna dönüştü Türkiye!

Küçük adamlarla ve kuklalarla uğraşmam dedim. Ama İSİAS katliamında istisna yapacağım…

İSİAS’ın patronları AKP’li, Eğitim Bakanlığı AKP’li… TC Eğitim Bakanlığı buradaki şubesi “KKTC Eğitim Bakanlığı” ile yandaşları para kazansın diye mi bu otele yönlendirdi Kıbrıslı kafileyi?

Sosyal medyada da gördüm, soranlar oldu: Neden bu otel tercih edildi?

Benim de yüreğimi zorluyor bunları sormak ama adalet için soracağım!

Öğretmen arkadaşlara sordum bu işler nasıl olur diye: “Ya buradaki Eğitim Bakanlığı ayarlar oteli, ya Türkiye’de organizasyonu düzenleyenler, ya da Eğitim Bakanlığı bütçe çıkarır ona göre bir otel bulunur” dediler.

Eğer AKP’li otel sahipleri para kazansın diye AKP’li bürokratlar yönlendirdiyse İSİAS’a çocuklarımızı, bunu bilmemiz gerek…

Her detayı bilelim ki ona göre güdelim davamızı…

Otel enkazının başından hiç ayrılmayan Nazım Çavuşoğlu cevaplasın bu soruyu da!

***

Bu yazıyı yazdıktan sonra İSİAS’ın sahibi “tetikçi” Bozkurt ailesinden 4 kişi tutuklandı. İSİAS katliamı davası uzun soluklu bir davadır, “tetikçiler”le kapanmaz…

(16 Şubat 2023 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author