Hastanemizde iki yerleşimci kendi arasında muhabbet ederken

Aziz Şah – ABD emperyalizminin Karava ve Yeralokko’daki iki casusluk tesisi karşılığında finanse ettiği “Lefkoşa Devlet Hastanesi” yani Nalbantoğlu Hastanesi’nde sıramı beklerken iki yerleşimci geldi yanıma oturdu, biri Urfalı diğeri Adanalı…

İki yerleşimci kendi aralarında konuşuyorlar. Urfalı olan diğerine soruyor:

-Ne zaman geldin Kıbrıs’a?

-Geçen sene geldim, diyor Adanalı ve ekliyor: Vatandaş olmaya çalışıyorum!

Urfalı yerleşimci, “Buranın vatandaşlığını alıp ne yapacaksın, Ada vatandaşlığı lazım” diyor.

“Ada”, yani Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşlığı isteyen Urfalı da geçen sene gelmiş.

Adam işgalci bir yerleşimci ama Kıbrıs’ı bir bütün olarak görüyor. Zihinleri “yarım Kıbrıs”a hapsolmuş KKTC’ci Kıbrıslılardan fersah fersah ileride…

KKTC vatandaşı olmaya çalışan Adanalı diyor ki: “Rumlar vermez Ada vatandaşlığını bize”…

Urfalı diyor ki, “bir Adalı ile evlenirsen olur”…

Denktaş geldi aklıma o an, işgal harekâtına katılan askerlerin Kıbrıs’a yerleşmesi için “karı” vadetmişti onlara. 

Güzelyurt Gaziler Cemiyeti yönetiminden Selami Bey anlattı, yerleşimci sömürgeci nüfusla röportajlar yapan araştırmacı İnanç Özekmekçi’ye.

Rauf Denktaş, istila tamamlandıktan sonra bölükleri gezip askerlere şöyle der:

-“Çocuklar siz terhis oldunuz ama askerliğiniz daha bitmedi. Burada kalın, size ev, dükkân, bahçe, tarla, her neyse; bunları tedarik edeceğiz… Birer de karı vereceğiz…”

Selami Bey diyor ki:

-“Dedik, tamam… Savaş bittikten sonra biz bölük olarak Güzelyurt’a yerleştik”…

(KKTC’de Türkiyeli göçmenler ve siyaset, M. İnanç Özekmekçi, s. 76-77)

Kıbrıs’ın işgal bölgesinin TÜRKLEŞTİRİLMESİ için savaş suçu olarak buraya yerleştirilen nüfusa Denktaş’ın “karı” vadetmesinin üzerinden 49 sene geçmiş. 2022’de Kıbrıs’a gelen yerleşimci “Bir adalı bulup evleneyim de, Türkiye’nin ‘tanımadığı’ Kıbrıs Cumhuriyeti’nin vatandaşı olayım” diyor.

Burayı Türkleştirmek için gelenler, “Rum kimliği” istiyor!

Ben de içimden “Bok vatandaş olursunuz” diyorum, sessizce dinliyorum…

Al sana “karma evlilik” kisvesinde işgal sorunu. %36 toprağı Türkiye tarafından işgal edilmiş ve 200.000 vatandaşı silah zoruyla evlerinden atılmış olan Kıbrıs Cumhuriyeti’nin vatandaşlığını nasıl alırım diye kafa patlatmış Urfalı yerleşimci…

Hani da siz, Urfalıydınız ezelden? Leymosunlu olamazsınız bu saatten sonra…

Bu kadar kompleks olur mu hiç işgalcide? Hangi işgalci işgal ettiği toprağın vatandaşlığını ister ki? Sen işgalcisin, “üstün olansın”! İşgal ettiğin devletin vatandaşlığını mı istiyorsun?

Söyle Coni, Irak vatandaşlığı istedin mi? Söyle Pierre, Cezayir vatandaşlığı istedin mi?

Adanalı ve Urfalı yerleşimciler kendi aralarında konuşmaya devam ediyorlar…

Tayyip Erdoğan’dan, 14 Mayıs seçimlerinden ve Kıbrıs’ın işgal bölgesindeki idareden konuşuyorlar. Bilmediğim şeyler öğreniyorum…

Urfalı olan diyor ki, Halil Falyalı’yı falanca kişi öldürttü…

Adanalı da diyor ki, burasını Alaattin Çakıcı, Binali Yıldırım ve Metin yönetiyor.

Sömürge Valimize “Metin” diyorlar. Saygı sıfır…

Adamların “emperyalizme karşı ilk bağımsızlık savaşını vermiş ve mazlum milletlere ışık olmuş” olan kendi devletlerine, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne saygıları yok! Adamlar TC Devleti’nin topraklarını işgal ettiği ve “tanımam” dediği Kıbrıs Cumhuriyeti Devleti’nin vatandaşlığını istiyorlar. Bir kız bulup evlenseler, Nikos Hristodulidis emmileri ayaklarına serecek pasaportu… 

-Nikos bizi tavernaya götür, diye slogan atmaya hazırlar…

İki yerleşimci kendi aralarında konuşuyor, ben de dinliyorum. İçimden geçen şu: Kesin birinden biri diğerini TC Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi’ne jurnaller…

Adanalı mı söyledi, Urfalı mı söyledi tam hatırlamıyorum: Erdoğan buraya da Ersin’i atadı, dedi.

Adanalı takılmış plak gibi “Bu hastane 90’ların Türkiye’si gibi düzensiz” deyip durdu. “Madem hastanemiz 90’ların Türkiye’si gibi, siz iyisi mi 2023 Türkiye’sine gidin” deyip kalktım yanlarından…

Bıçak kemiği parçaladı, dilimiz düğüm tutmaz.

Tam o sırada, efsane Arap Ali’nin oğlu efsane Önder Konuloğlu’nun cenazesi vardı. İçimizden bir memleket daha koptu…

(6 Nisan 2023 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author