Aziz Şah – Türkiye’deki 14 Mayıs ve 28 Mayıs Cumhurbaşkanlık birinci ve ikinci tur seçimlerinden sonra sosyal medyada izlediğim “yeni kuşak” Türkiyeli yerleşimcilerde ortak bir tepki gördüm.
-Ben zaten Kıbrıs’ta yaşıyorum, gül gibi hayatım var, Erdoğan gidene kadar Türkiye’ye ayak basmam, diyorlar…
1974 istilasından sonra Bülent Ecevit ile Maliye Bakanı Ziya Müezzinoğlu’nun Rumların evlerine yerleştirdiği ganimetçi nüfustan önemli bir farkı var bu “yeni kuşak” yerleşimcilerin: Erdoğan’dan kaçıp Kıbrıs’a geldiler.
“Yeni kuşak” yerleşimcilerin kimisi akademisyendir, kimisi eski CHP kadrosudur, kimisi Türkiye Komünist Partisi üyesidir, kimisi siyasi görüşünü sorduğumda “Ben Geziciyim” der… Çoğu Kemalisttir, orta sınıf, laik ve “beyaz Türk”tür… “Uysal Kıbrıslıları” severler ama Kürtlere alerjileri vardır. “Uysal Kıbrıslı”yı severler ama Girne’de veya Trikomo’da arazisini gasp ettikleri Rumları sevmezler.
Bu “yeni kuşak” yerleşimciler içerisinde son dönemde Tayyip Erdoğan’dan kaçıp Kıbrıs’a yerleşen emekli askerler de var. Bir dostum anlattı, dükkânına devamlı yerleşimci asker eşleri gelir diye. “Nerden anlan yahu asker eşi olduklarını?” dedim…
-Emir vererek konuşurlar, erlerle kurdukları ilişki bütün davranışlarına işledi, dedi.
Bu “yeni kuşak” yerleşimciler, Kıbrıslılık bilinci olmayan “uysal Kıbrıslıları” severler…
Hele bir de TC vatandaşlığı alıp “Bir oy TİP’e, bir oy Bay Kemal’e” vermişlerse, bu “uysal Kıbrıslılar” dondurmalı ekmek gadayıfı gibidir!
Balabayıs’tan kovulan Rumlardan birinin evini gasp eden “yeni kuşak” yerleşimcilerden biri, Adıyaman’da İSİAS Otel’de çocuklarımız TC Devleti gözetiminde öldürüldükten sonra şöyle dedi:
-“Öfkeli Kıbrıslılarda Adıyaman’da ölen çocuklara tamamen Kıbrıslılık üzerinden bakma yaklaşımı var. ‘Çünkü biz çocuklarımızı oraya emanet olarak gönderdik ve onların güvenliğini sağlayamadınız, hatta kurtarma imkânınız varken kurtarmadınız’ diyorlar. Adada çok ciddi bir Kıbrıs milliyetçiliği belli ölçülerde var”…
Bu sözler Balabayıs’tan kovulan Rumların topraklarına yerleşen “beyaz Türk” bir yerleşimciye ait.
Kıbrıslılar “öfkelenmediği” ve Türklüğe karşı Kıbrıslılığını ortaya koymadığı sürece “makbul”dür.
Kürt hakkını istediğinde “bölücü” olur, Kıbrıslı “size emanet edilen çocuklarımızı öldürdünüz” dediğinde bu Kıbrıslılık/Kıbrıs milliyetçiliği olur!
Yerleşimci bilinçli bir yaratıktır. Başkasına ait bir toprağı gasp ettiğini/çaldığını çok iyi bilir… Bütün davranışları ve siyaseti, bu işgali haklı göstermek üzerine kuruludur.
Komünist Parti’li, CHP’li ya da Gezici çok yerleşimci tanıdım. Kıbrıs’ın işgal bölgesindeki “hayat pahalılığı” için UBP’ye söverler! Kıbrıs’ta TC işgali olduğunu katiyen söyletemezsiniz, kabul etmezler…
Hatta Sömürge Valimiz Metin Feyzioğlu’na bol bol söverler ama Kıbrıs’ın işgal bölgesini Metin Bey’in yönettiğini kabul etmezler!
Bu “yeni kuşak” yerleşimciler, 1974 istilasından sonra Bülent Ecevit’in kovduğu 200.000 Rumca konuşan Kıbrıslının evlerini gasp eden Türkiyeli taşıma nüfustan sosyo-kültürel olarak farklıdır. 1975’te taşınan yerleşimcilerin ayrıcalıkları farklıydı; ganimet ev, arsa, dükkân ve tarımsal arazi aldılar-sattılar Sterlin Milyoneri oldular. 2010’lu yıllarda gelenler ise 1975’te Rumların arazilerini gasp eden yerleşimcilerin milyonlarca Sterline sattığı arazilerin üzerindeki konutlara yerleştiler.
Birinci, ikinci, üçüncü… Kaçıncı kuşak olursa olsun “yerleşimci”nin tek bir misyonu vardır: Toprağın esas sahibinin yerini işgal ve gasp etmek. Bütün yerleşimciler bunun gayet bilincindedir. Bu sebepten “Kıbrıs sorununun çözümü” dendiğinde akıllarına ilk gelen “Ben ne olacağım?”dır. “Evini ve toprağını gasp ettiğim Rum malını isteyince ben nereye gideceğim?”…
2010’lu yıllarda Erdoğan iktidarından kaçıp Kıbrıs’ın işgal bölgesinde daha çok Girne, Mağusa ve Trikomo’ya yerleşen bu tuzu kuru “yeni kuşak” yerleşimciler ağız birliği etmişçesine Türkiye’deki seçim sonuçlarına şu yorumu yaptılar:
-Ben zaten Kıbrıs’ta yaşıyorum, gül gibi hayatım var, Erdoğan gidene kadar Türkiye’ye ayak basmam olur biter!
TC Devleti’nin iki Generali ve Sömürge Valisi tarafından yönetilen, polisin ve dahi itfaiyenin bile Ankara’ya bağlı olduğu Kıbrıs’ın kuzeyinde yaşayıp Erdoğan’dan kaçtığını zanneden “Gezici”lere bakın hele…
(4 Haziran 2023 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)