Aziz Şah – Kanalları zaplarken Türkçü faşist Ümit Özdağ çıkıyor. “Devletler hukukunda (uluslararası hukuk) başka bir devletin toprağına konut yapıp tapu dağıtamazsınız” diyor, Suriye’nin kuzeyine TC tarafından yapılacağı söylenen TOKİ konutları konusunda…
Suriyeli Araplardan “kurtulmak” mevzubahis olduğunda bir Türkçü faşist bile doğruyu söyleyebilir!
Başka bir devletin toprağına gidip “ben burada bir devlet kurdum” diyemezsiniz. Sonra başka bir devletin toprağında kurduğunuz sahte devlette konut yapıp, tapu dağıtamazsınız.
Mesela Antep’teki Suriyeli Araplar “biz burada Antep Arap Cumhuriyeti’ni kurduk” deyip bağımsızlık ilan edemez… Ama TC Devleti, Kıbrıs Cumhuriyeti topraklarını işgal edip “KKTC” adında sahte bir devlet kurdu.
İşgalci TC Kıbrıs’ın kuzeyinde sahte devleti kurduktan sonra Ümit Özdağ’ın bahsettiği ikinci aşamaya geçti: “Uluslararası hukukta başka bir devletin toprağına konut yapıp tapu dağıtamazsınız”…
TC işgal rejimi Kıbrıs’ın kuzeyinde kurduğu sahte devletten sonra şimdi de TOKİ aracılığıyla Derinya’ya yerleşim birimi kurup tapu dağıtmaya hazırlanıyor.
Ümit Özdağ kızacaktır Suriye’nin kuzeyinde aldığı pozisyon ile Kıbrıs’ın kuzeyinde kendisini yan bastırdığımız için. Yapacak bir şey yok: Uluslararası hukuk Suriye Arap Cumhuriyeti’nde de aynıdır, Kıbrıs Cumhuriyeti’nde de! Bay Özdağ diyorsa ki, “Kıbrıs’ın yarısını kanla aldık”, Erdoğan da o zaman “Suriye’nin kuzeyini kanla aldım” der, yan bastırır sizi…
Madem ki Özdağ “Devletler hukukunda başka bir devletin toprağına konut yapıp tapu dağıtamazsınız” diyor; o zaman aynı devletler hukukuna göre, başka bir devletin toprağını da “kanla” alamazsınız…
TC işgal rejiminin Sömürge Bakanı olarak Fuat Oktay bu senenin başında Derinya bölgesine TOKİ eliyle yerleşim birimi kuracaklarını ilan etti. Yerleşim projesinin Derinya’da olmasının yanında, inşaatın doğrudan Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ) tarafından üstlenilmesi Özdağ’ın işaret ettiği noktaya getirir bizi: “Devletler hukukunda başka bir devletin toprağına konut yapıp tapu dağıtamazsınız”…
Noyanlar’ın, Afik’in, Döveç’in, Cafer Gürcafer’in, TC mafyasının kara parası ile “emanetçilik” yapan Kıbrıslı işgal işbirlikçisi müteahhitlerin inşaat yapmasına benzemez, Batı Şeria’da İsrail’in yaptığı gibi TOKİ’nin Kıbrıs’ın işgal bölgesinde ihtilaflı bir yere yerleşim birimi kurması…
7 ay geçti Fuat Oktay’ın Kıbrıs’taki savaş suçu yerleşimci nüfusa TOKİ eli ile Derinya’ya yerleşim birimi kuracaklarını açıklamasının üzerinden. Bu 7 ayda Kıbrıs Cumhuriyeti siyasilerinin ve diplomatlarının boyunlarına davul asıp bu konuyu dünyaya duyurmaları gerekirdi: “İsrail’in Batı Şeria’da işlediği savaş suçlarının aynısını Türkiye Kıbrıs’ta işliyor” diye…
Yaptırım uygulamasalar bile AB’nin, BM’nin ve ABD’nin dahil İsrail yerleşim politikasını kınayan ve barışçıl çözümün önünde engel olarak tanımlayan birçok açıklaması ve kararı var. Şimdi İsrail’in yaptığını TC Devleti tam da İsrail’in Batı Şeria’da yaptığı gibi yapıyor…
Batı Şeria’daki kolonizasyon stratejisi “gravyer peynir”ine benzetilir. Birbirinden tamamen kopuk ve bağlantısı olmayan “özerk Filistin bölgesi” olarak adlandırılan küçük delikler, sarı peynir (Siyonist yerleşim birimleri) tarafından tamamen kuşatılmıştır. Her bir Filistin özerk bölgesi Siyonist yerleşim birimleri tarafından abluka altına alınmıştır.
İşgalci TC’nin Derinya’ya tasarladığı TOKİ projesiyle tam olarak planladığı budur. Şimdilik TC Devleti Kapalı Maraş-Varoşa’yı yağmaya açamasa da, Varoşa ile Kıbrıs Cumhuriyeti hükümetinin yönetimindeki bölgeler arasında bağlantıyı koparmak için Derinya’ya Türkiyeli yerleşimcileri iskân etmeyi planlıyor.
İsrail işgal ettiği Filistin topraklarında ne yapıyorsa, Türkiye de işgal ettiği Kıbrıs topraklarında onu yapıyor. İsrail’in Filistinlilerin mallarını gasp etmek için çıkardığı “Mevcut Olmayanların Mülkleri Yasası” ile TC işgal rejiminin çıkardığı İTEM Yasası bile birbirinin kopyasıdır.
Kıbrıs Cumhuriyeti liderliği olanın bitenin farkında değil. Farkında olsaydı, “ABD ve İsrail ile müttefik olmak” için rüzgâra karşı işemek yerine TC’nin yürüttüğü yerleşimci sömürgeciliğine karşı çok boyutlu ve yönlü bir diplomatik strateji geliştirirlerdi.
Gravyer peyniri deliği misiniz, naneli hellim mi Bay Hristodulidis?
(11 Temmuz 2023 tarihide Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)