Aziz Şah – “183 bin Rumun boşalttığı kuzeydeki evlere 30 bin güney göçmeni sığdırılamamıştır” der Kutlu Adalı istilanın 19’uncu yıldönümünde 20 Temmuz 1993’te yazdığı yazısında…
Kutlu Adalı’nın verdiği mülteci sayıları tartışmalıdır. Kıbrıs’ta her zaman nüfus bir manipülasyon ve “savaş alanı” olduğu için bu çarpıtmalara alıştık.
Özellikle Kıbrıslı mülteci sayısındaki kafa karışıklığının altında yatan neden hiçbir zaman bir nüfus mübadelesi anlaşması yapılmamış olmasıdır.
Rumca konuşan Kıbrıslılar topraklarından silah zoruyla sürüldüler. Güneyde kalan Türkçe konuşan Kıbrıslılar ise –benim ailem dahil- İngiliz emperyalizminin ve BM’nin oyunuyla yerinden edilmiştir. Güneyde kalan Türkçe konuşan Kıbrıslılar, Londra-Ankara arasında yapılan anlaşma ile Ağrotur üzerinden Adana’ya, oradan da gemilerle buraya taşınmıştır. Bu sebepten Kıbrıslı mültecilerin sayısı 49 sene sonra bile kafa karıştırabilir!
En az 200.000 Rumca konuşan Kıbrıslı evlerinden kovulmuştur, Türkçe konuşan Kıbrıslı mülteci sayısı ise farklı kaynaklarda 40.000-65.000 arasında verilmektedir. Roger Zetter “Cyprus in transition 1960-85” kitabında 40.000 rakamını verir, Alman tarihçi Heinz Richter ise 65.000 Türkçe konuşan Kıbrıslının mülteci olduğundan bahseder.
Dönelim Kutlu Adalı’nın sözüne: 183 bin kişinin boşalttığı evlere, 30 bin güney göçmeni neden sığmamıştır?
Çünkü Kıbrıslı mülteciler taşınmadan Türkiye’den illegal yerleşimci nüfus aktarılmaya başlanmıştır…
1975 Ağustos’unda BM Barış Gücü’nün güneyde kalan mültecileri kuzeye taşımasından üç ay önce, 2 Mayıs 1975’te TC Dışişleri Bakanlığı, ‘ÇOK GİZLİ’ ibareli “Kıbrıs’ın Türk Bölgesindeki İşgücü Açığının Türkiye’den Gönderilecek İşgücü İle Kapatılmasına İlişkin Yönetmenlik”i yayınlamıştı!
Yani Kıbrıslılar mülteci kamplarındayken Ankara Türkiye’den savaş suçu olarak nüfus taşımaya başlamıştı…
Yani Kıbrıslı nüfus evlere yerleşmeden Türkiye Kıbrıs’ta tarımsal arazileri işleyecek bir “işgücü açığı” olduğunu keşfetti…
Bu sebeptendir ki, 183 bin kişinin boşalttığı evleri Türkiyeli yerleşimciler doldurduğu için 30 bin güney göçmeni sığışamamıştır…
Ben kendi ailemden biliyorum: İngiliz’in oyunuyla Ağrotur’dan Adana’ya, Adana’dan kuzeye taşındıklarında bir süre evsiz kaldılar, oradan oraya taşındılar, bir akrabanın yanına geçtiler, ev üstüne ev olmayınca oradan taşındılar, 1964’te Leymosun’da fasaryalar çıktığında yanında kaldıkları ailenin yanına sığındılar. Sonunda dedeme tak etmiş, elini kimin masasına vurduysa vurdu, bir ev buldu…
İşte Kutlu Adalı’nın sorduğu, 183 bin kişinin boşalttığı evlere 30 bin kişinin sığışamama hikâyesi budur.
Çünkü bir arabaya 1 fil de sığmaz, 4 fil de sığmaz. Bir arabaya sadece 4 yolcu sığar…
1974’te züccaciye dükkânına giren fildir Türkiye.
Aradan geçmiş 49 sene, 200.000 Rumun evleri bitmiş. Portakal bahçeleri konut olmuş, zeytinlikler konut olmuş, orman arazileri konut olmuş. Emekli askerlere kurak araziler yetmemiş, kendilerine yazlık yapmak için 74 dönüm orman arazisini kesmişler, Trikomo’da sıfırdan bir gecekondu gezegeni yaratılmış…
Gene sığışamamışlar…
Gene sığışamamışlar…
2023 Ocak’ında Sömürge Bakanı Fuat Oktay Derinya’ya “İsrail tipi” 1200 konutluk bir gecekondu gezegeni kuracaklarını açıkladı.
Dördüncü Cenevre Sözleşmesi’nde bir savaş suçu olarak tanımlanan işgal edilmiş bölgeye kalıcı yerleşim birimi projesini TC İşgal Rejimi adına Fuat Oktay ilan ettikten sonra, Ayşegül Baybars atıldı ortaya, bu proje benim projemdir dedi…
Meğer doğruymuş… Derinya’ya İsrail tipi kolonizasyon projesinin altından da “hukukçu troykası” Tufan Erhürman-Kudret Özersay-Ayşegül Baybars çıktı. Ki aynı troykadır yabancılara “3 konut hakkı” tanıyan!
Bir süredir Tufan Erhürman diline doladı Ruslar, Ukraynalılar, İranlılar ve İsraillilerin konut piyasasında fiyatları belirlemesini…
Kudret Özersay da arazi satışlarını eleştirerek, “Bu yaklaşımla ülke zaman içinde Filistin gibi olacak” dedi…
2018’de Derinya’ya İsrail tipi yerleşim projesi hazırlayıp 2023’te Filistin olmaktan mı şikayet ediyorsunuz?
Yarın da “Arafat” olursunuz siz… Ama sizden olsa olsa işgal işbirlikçisi Mahmud Abbas olur!
(30 Temmuz 2023 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)