Bayım siz “Ben kimim ki” diyebilir misiniz?

Aziz Şah – Kıbrıs Cumhurbaşkanı Nikos Hristodulidis her fırsatta “Kıbrıslı Türk vatandaşlarım” diye hitap ediyor…

Sömürge tebaası bilincini aşamamış, ulusal kimliğe kavuşamamış etnik kabileci bir zihniyetle dünyaya bakan Türkçe konuşan Kıbrıslılar için büyük bir atılımdır bu.

Bir tarafta “yavru” diyen, diğer tarafta “vatandaşlarım” diyen bir ilişki…

Kıbrıs Cumhuriyeti kimliklerimizde ne yazar “Nationality” yani mensup olduğumuz “ulus/millet” bölümünde?

-Kıbrıslı!

Kıbrıslı diye bir millet vardır. Ama siz bu üst-kimliğinizin önüne alt-kimlik olarak “Kıbrıslı Türk” etnisitesini koyduğunuzda Kıbrıs Cumhuriyeti yurttaşı değil Türkiye tebaası olursunuz.

Alt-kimliğinizle üst-kimliğinize galebe çalamazsınız…

100 senedir Türkiye Cumhuriyeti’nin inşa ettiği Türk kimliğinin karşısında “Kıbrıslı Türk” olarak var olamazsınız.

Sorarlar size: Konyalı Türk var mı? Trabzonlu Türk? İzmirli Türk?

Sordular da zaten: Toplum liderlerimizden birinin oğlu “Kıbrıslı Türk milliyetçiliği”ni geliştirmek için enstitü kurmaya kalktı. Ankara’dan arayıp, “Nedir saçmaladığın?” dediler…

-“Konyalı Türk milliyetçiliği var mı?” diye sordular kendisine.

Türklüğün tanımını ve kriterlerini Ankara belirler. Kafanıza göre “Kıbrıslı Türklük” uyduramazsınız.

Hatırlatayım… Mustafa Akıncı “Beyaz Ev”deki toplantı sonrasında Sömürge Valisi Ali Murat Başçeri’yi çağırdığında Başçeri’nin cevabı şu oldu:

-“Siz Türklükle ilgili olarak da ayrı bir kimlik peşindesiniz, Kıbrıslı Türk kimliğinin peşindesiniz, Türkiye bütün kurumlarıyla burada değişim olmasını ister”…

“Kıbrıslı Türk” kimliği sizi Türkiye’den koruyamaz. Bir alt-kimliği/etnisiteyi üst-kimliğinin karşısına çıkardığınızda siz kaybedersiniz.

Kıbrıs Cumhuriyeti kimliklerinize bakın: Nationality/millet “Kıbrıslı” yazar.

Bu yüzden Cumhurbaşkanımız Nikos Hristodulidis BM Genel Kurulu’nda “Tüm Kıbrıslı vatandaşlarımın -Kıbrıslı Rumların, Kıbrıslı Türklerin, Maronitlerin, Ermenilerin- temel özgürlükleri, insan hakları ve çıkarları” dedi…

Hristodulidis’in sözüne, etnik-apartheidçı Tufan Erhürman gibi inanmayabilirsiniz. Size kalmış…   

Anastasiadis, Kıbrıs Cumhuriyeti anayasasının BM parametreleri (bölgeler) çerçevesinde yeniden tesis edilmesi gerektiğini söylediğinde buna karşı çıkan Erhürman şöyle demişti:

“(Anastasiadis) 1960’a dönelim diyor. Kendisi de bunun olmayacağını biliyor. 1960’a dönmek tek bölgeliliktir. Ama şu anda Girne’de yaşayan insanları Limasol’a gönderemezsiniz. Artık iki kesimlilik var. Biz de bunun için iki toplumlu, iki kesimli ve siyasi eşitliğe dayalı federasyon diyoruz”…

Anastasiadis üniter (tek bölgeli) Kıbrıs Cumhuriyeti’ni (bölgeler temelinde) federalleştirelim diyor. Etnik apartheidçı Erhürman ise “Girne’de yaşayan insanları Limasol’a gönderemezsiniz” diye karşılık veriyor. Çünkü tek dert ettiği evlerinden silah zoruyla kovulan Girneli Rumların gasp edilen mallarını yasallaştırmaktır.

Buna Kıbrıs Cumhurbaşkanı Hristodulidis cevap veriyor vatandaşlık temelinde:

-“Kişisel mülk hakkı kişiseldir. Ben kimim ki bunu yapan (Kapalı Maraş’ta mülklerini geri almak için başvuran) herhangi birini eleştireyim… Erdoğan Kıbrıslı Rumlara mallarını geri almaları çağrısında bulunuyor. İnsanların kaderi konusunda dikkatli olmalıyız. İnsanların mülkiyet haklarına saygılı olmalıyız”…

Hristodulidis diyor ki, “Ben kimim ki insanların kişisel mülk hakkına karışayım”…

Hristodulidis’in vatandaşı Tufan Erhürman ise diyor ki, iki bölgelilik var ben karışırım insanların mülk hakkına…

-“Girne’de yaşayan insanları Limasol’a gönderemezsiniz” diyor. Peki, Limasol’daki Girne’ye dönmek isterse ne olacak? Dönemez, çünkü işgalcinin “mülk hakkı”nı savunur Bay Tufan…

Dönecek bir Girne kalmadı, orası ayrı konu! Mesele burada Rumların gasp edilen topraklarına dönme fikrine (uluslararası hukukta “kazanılmış hak” olan “mültecilerin geri dönüş hakkı”na) bile federalistlerin tahammül dahi edememesidir.

Mültecilerin geri dönüş hakkına Filistin’de işgalci Siyonistler tahammül edemez; Kıbrıs’ta ise “iki bölgeli iki toplumlu federasyon” tekerlemesiyle gasp ettiği malları yasallaştıracağını zannedenler…

Yoksa içine girecek bir Girne bile yoktur ortada!

Kıbrıs Cumhuriyeti liderlerinin farkı budur. Samimiyetlerine inanırsınız inanmazsınız, ama temel insan hakları ve Avrupa müktesebatı çerçevesinde konuşurlar.

Kıbrıs Cumhuriyeti liderliğinin “samimiyet”ini test edebilmeniz için de önce Klerides’ten beridir bütün Cumhurbaşkanlarının tekrar ettiği “Kıbrıs Cumhuriyeti’nin üniter devletten federal bir devlete evrilmesinden bahsediyoruz” önerisine cevap vermeniz gerekir…

(1 Ekim 2023 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author