“Normal bir devlet”te yaşamak ister misiniz?

Aziz Şah – Kıbrıslı Türkler hâlâ sömürge tebaasıdır,  “yurttaşlık bilinçleri” yoktur. Hâlâ “sahip” ararlar kendilerine, “sahiplenilmek” isterler, efendi-köle ilişkisine tabidirler.

İşte bu yüzden solcularımızdan şu cümleyi sıkça duyabilirsiniz:

-“Kıbrıslı Türkler sahipsiz değildir”…

Kıbrıslı Türkler “mal” mıdır ki sahibi olsun?

Kıbrıslı Türkler bir cumhuriyetin mensubu olmanın, “vatandaşlığın” anlamını bilmezler.

Anayasal yurttaşlık temelinde insan haklarına sahip olmanın sunduğu “ayrıcalığı” bilmezler.

Kıbrıs Cumhuriyeti yurttaşlığı 1960 yılında insan hakları temelinde bir “ayrıcalık” sundu Kıbrıslılara. İleriye sıçramanın zeminiydi bu…

Türkiye Büyükelçisi Emin Dirvana Kıbrıs’a atandığında, Denktaş ona,

-“Sefir olarak geldiğiniz Kıbrıs’tan vali olarak gitmenizi temenni ederiz” der.

Bunun üzerine “Dirvana’nın yüzü birdenbire değişti” der Denktaş…

Denktaş’ın ağzından aktarıyorum Dirvana’nın cevabını:

-“Türkiye Cumhuriyeti hükümeti anlaşmaları imzalamış, Cumhuriyet kurulmuştu. Bu Cumhuriyet’in sonsuza kadar yaşaması ve gelişmesi için çalışılacaktı. Sefir olarak geldiği bu yerden sefir olarak dönecekti. Sapık düşüncelere düşmememiz gerekirdi”…

Dakika bir Türkiye Kıbrıs’a büyükelçi atamış, Denktaş büyükelçiye Kıbrıs Cumhuriyeti’nin yıkılması temennisinde bulunuyor.

Kıbrıs Cumhuriyeti Tarım Bakanı Fazıl Plümer şöyle yazar anılarında:

-“Kıbrıs’taki Türkiye Büyükelçisi Emin Dirvana Rumların niyetlerini anlayamamış, gözü kapalı Rumlar tarafından kandırılmıştı… Kendisine işlerin iyi gitmediğini söyleyen Türk yetkililerine, ‘Kabahat sizdedir fazla kafa tutuyorsunuz, Cumhuriyeti yürütmek istemiyorsunuz’ diye cevap verir, Türkleri suçlar ve azarlardı”…

Denktaş-Küçük Liderliği, daha Cumhuriyet kurulmadan yıkmaya karar vermişti. “Kıbrıs Cumhuriyeti yaşayacak” diyen kim olursa olsun artık “hain”di.

Fazıl Plümer’in dediği gibi,

-“Rumların niyetlerini anlayamamış, gözü kapalı Rumlar tarafından kandırılmış”tı Emin Dirvana bile!

TC Büyükelçisi olsanız bile, “Kıbrıs Cumhuriyeti yaşayacak” diyorsanız, haindiniz…

Ne güzel demiş Dirvana?

-“Kabahat sizdedir, Cumhuriyet’i yürütmek istemiyorsunuz”…

Daha kurulmadan yıkmaya karar verdi Liderlik Cumhuriyet’i. Dirvana da bunun “sapıklık” olduğunu Denktaş’ın suratına söyledi.

Bir devlet düşünün “vergi yasası” yok. Öyle bir devlet olamaz… Devlet vergi toplar, vatandaş vergi öder, devlet de bu vergilerle bütçesini oluşturur. Anayasada yurttaşa vadedilen insan haklarının “maddi temelleri” toplanan vergilerle oluşturulur.

İşte bu yüzden Denktaş-Küçük Liderliği, Kıbrıs Cumhuriyeti’ni yıkmak için “vergi yasası”nı geçirmeme ve devletin vergi toplamasını önleme yolunu seçti…

Fazıl Plümer şöyle yazar anılarında:

“Türk üyeler tarafından tasvip ve uygun görülmediği için Vergi Yasası meclisten geçirilmemişti. Durum Büyükelçi Dirvana’ya intikal etmişti… Dirvana Vergi Kanunu’na temas ederek,

-“Nasıl yaparsınız bunu! Vergi Kanununu nasıl geçirmezsiniz, Türkiye’nin bu yaptığınıza müsaadesi yoktur” diye oradakileri azarlamaya başlamıştı…

Denktaş-Küçük Liderliği kafaya koymuştu Cumhuriyet’i yıkmayı!

Bunun önünde Türkiye Büyükelçisi Dirvana bile duramazdı…

64 sene önceye gittik gene. Çünkü 64 sene sonra aynı yerdeyiz!

Kıbrıs Cumhuriyeti korsan taksicilik yapan Kıbrıslı Türklere karşı önlem almaya karar vermiş sonunda. Dünyanın hangi devletinde “korsan taksicilik” yapıp “bu benim hakkımdır” diyebilirsiniz?

Korksan taksicilik yaparak yasal olarak vergisini veren taksiciler karşısında haklı olduğunuzu nasıl iddia edebilirsiniz?

Kıbrıslı Türklerin “normal bir devlet”in ne olduğunu öğrenmesi gerekiyor!

1960’ta Denktaş-Küçük Liderliği Cumhuriyetimizi yıkmayı daha ilk günden kafasına koyduğu için ahali bir devlete sahip olmak ne demektir bilmiyor.

Türkiye’nin silah zoruyla gasp ettiği Rumlara ait toprakları satarken Kıbrıslı Türkler kendilerini “haklı” zannediyor. Bir kuruş vergi ödemediği devletten “sağlık hakkı” istiyor. Taksi şoförleri de “korsan taksicilik yapmamız engellenemez” diyor…

Korsan taksicilik, kara para aklama, silah zoruyla gasp edilen malın satılması, vergi kaçırma, adam kaçırma “normal bir devlet”te suçtur!

BM Genel Sekreteri Guterres 30 Haziran 2017’de “Umudumuz Kıbrıs’ın tamamen normal bir devlet halini almasıdır” demişti.

“Normal bir devlet”te korsan taksicilik yapamazsınız, kara para aklayamazsınız, birinin malını çalıp satamazsınız.

Normal bir devlete sahip olmak ister misiniz?

(21 Ocak 2024 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author