Cumhuriyet yahut kanalizasyon

Aziz Şah – 05/02/2024

Kıbrıs Cumhurbaşkanı Nikos Hristodulidis kimse kafasına silah dayamadan 14 maddelik bir açılım yaptı. Yapmak zorunda değildi…

Cumhuriyet’in Kıbrıslı Türk yurttaşlarına yönelik açılım yapması için önce Kıbrıslı Türklere karşılıksız olarak hiçbir şey alamayacağını öğretmesi gerekir.

Kıbrıslı Türklerin Kıbrıs Cumhuriyeti’nde bugün hiçbir hakkı yoktur.

Kıbrıs Cumhuriyeti’ndeki hakların önündeki en büyük engel Türk işgali ve KKTC’dir.

Hem Kıbrıs Cumhuriyeti’nin ortağı hem de KKTC’ye sahip olamazsınız. Bu sürdüğü müddet Kıbrıs Cumhuriyeti’nden tek bir iğne talep edemezsiniz…

64 senedir kuruş vergi ödemediğimiz Cumhuriyet’in Kıbrıslı Türklere “karşılıksız” olarak hakkı olmayan “hakları” sunması sadece şovenizm üretir.

Siz Rumların ödediği vergilerle Türklere “hak” verirseniz, Rumlar nefret dolar, Türkler ise daha da küstahlaşır.

Alın size bir küstahlık örneği:

CTP’li Doğuş Derya KKTC meclisinde Hristodulidis’in 14 maddesini eksik bulduğunu söyledi. Kıbrıslı Türklere Kıbrıs Cumhuriyeti’nde kamuda ve özel sektörde 1960 anayasasındaki gibi kota talep etti.

CTP’li Derya diyor ki: Hem Kıbrıs Cumhuriyeti’nin %37 toprağı üzerinde KKTC’cilik oynayacağız, hem Kıbrıs Cumhuriyeti’nin yıkılmasını talep ederek “etnik federasyon” isteriz, hem de Kıbrıs Cumhuriyeti’nde kamu ve özelde “etnik kota” isteriz.

Üstüne da masaya bir sini gatmer gelsin, enayi Rumlar hesabı ödesin…

-Yefff!

Kıbrıslı Türklerin öğrenmesi gereken tek bir şey var: Yurttaşlık!

Yurttaşlık ortaklıktır, yatırım yapmadan payınızı alamazsınız.   

Kıbrıs’ın işgal bölgesinde sağlık, eğitim, sigorta, eczacılık… Herşey çöktü.

Şunu duyuyorum artık insanlardan:

-Prim ödeyerek Kıbrıs Cumhuriyeti’nin sağlık sistemi GESY’ye dahil olalım!

Öğreniyoruz işte yurttaş olmayı…    

“Kıbrıs Cumhuriyeti’nden gelen haklarımız” diye bir şey yoktur. 1960-63 arasında vergi yasasının geçirilmesini ve vergi toplanmasını engelledik, 1964’te Cumhuriyeti terk ettik, 1974’ten beridir yağmaladığımız Cumhuriyet kaynakları suyunu çekince de aklımıza “Kıbrıs Cumhuriyeti’ndeki haklarımız” mı geldi?

Çaldığınızı vermeden Cumhuriyet’te ne ortaksınız ne de vatandaşlık haklarınız vardır.

1958’de Kıbrıs’ı bölmek için çıkılan yolda “ayrı Türk belediyesi” kurmak büyük bir zaferdi değil mi? 

Kıbrıs tarihini özetleyen iki Lefkoşa var: “Türk Belediyesi” ve “Lefkoşa Belediyesi”…

Biri pislik içinde, diğeri çiçek gibi…

“Lefkoşa Türk Belediyesi” dünyada türünün tek örneğidir. Farklı etnik ve dinsel grupların bir arada yaşadığı ama ayrılıkçı bir etnik grubun ayrı “etnik bir belediye”ye sahip olduğu tek örnektir Lefkoşa Türk Belediyesi.

Türünün tek örneği olduğu için “etnik bölücülüğün” notunu verebilirsiniz Lefkoşa’ya bakarak…

Mesela LTB’deki mantığı Beyrut’a uygulasak 18 ayrı cemaate ayrı belediye hakkı mı tanınacak?

Beyrut Şii Belediyesi, Sünni Belediyesi, Maruni Belediyesi, Dürzi Belediyesi, Grek Katolik Belediyesi, Grek Ortodoks diye gider… 18 tane etnik-dinsel ayrı belediye kurabilirsiniz!  

Cumhurbaşkanımız Hristodulidis’in 14 maddesi içerisinde bir madde Lefkoşa Türk Belediyesi’nin borcuyla ilgilidir.

1958’den beridir Türk milliyetçiliğinin parlayan yıldızı değil mi LTB?

8 milyon Euro borcunu ödemeyen “ortak” mı olur, “eşit” mi olur?

Hristodulidis “Mia Milia’daki (Haspolat) su atık biriminin sorunsuz işleyişinin devamı sağlanacak” diyor…

Mia Milia’daki sorun LTB’nin Alman şirkete taktığı 8 milyon Euro borçtur. 1958’den beridir Türklerin yönettiği “ayrı belediye”nin borcunu Kıbrıs Cumhuriyeti vergi mükellefi Rumlar mı ödeyecek? Bokumuzu Hristodulidis mi temizleyecek?

14 Mayıs 2023 tarihlidir şu haber: 1960 anayasası gibi %70-30 ortaklı “iki toplumlu Haspolat Atık Su Arıtma Tesisi”nde LTB tarafı yüzde 30’luk payını yıllardır ödemedi Alman şirketi WTE Wassertechnick’e. Borç 8 milyon Euro’yu aştı…

%18’lik nüfusla Cumhuriyet’te herşeyin %30’unda hak iddia ettik. 1974’ten beridir silah zoruyla herşeyin %50’sini isteriz…

Üzerinde tek bir vidamız olmayan Kıbrıs Cumhuriyeti Elektrik Kurumu için Tatar demişti ki,

-“Kıbrıs Cumhuriyeti Elektrik Kurumu’nun %30’u bizimdir”…

En azından sıçtığımız bokun parasını ödeyelim da yüzümüz olsun aynaya bakarken…

Ödeme Bay Nikos bu parayı, bırak bok açıkta kalsın!

(5 Şubat 2024 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author