Ya Adıyaman’da ilçe statüsü, ya da Cumhuriyet’te yurttaş statüsü

Aziz Şah – 22/02/2024

Kıbrıs Cumhuriyeti’ne dönüş başladı…

Tahsin Özler Kıbrıs Milli Takımı’ndaki ilk antrenmanına çıktı. Avrupa Şampiyonası elemelerine hazırlanacaklar.

Tanımadığım bir Rumla sohbetim oldu diş doktorunda. “Futbolcuyum” deyince, “Tahsin milli takıma girdi” dedim, “Tahsin çok büyük yetenek” diye cevap verdi…

“Tek çare Kıbrıs Cumhuriyeti’ne dönüş” deriz. İşte Tahsin Kıbrıs Cumhuriyeti’ne dönenlerdendir.

Tahsin’den sonra nicesi okula ve spora Kıbrıs Cumhuriyeti’nde başlayacak. Kuzeyle bağları kopacak. Adım adım…

Zaten kaç kişiyiz bunun içinde?

Kıbrıs Cumhuriyeti yurttaşı 118 bin 100 Kıbrıslı Türk var. Yarısından fazlası dışarıda… Kıbrıs’ın işgal bölgesinde toplamda %3-4 ya varız ya yoğuz!

Kıbrıs Cumhuriyeti’ne dönelim diyen bizlerin hayal ettiği bu değildir ama olacak olan da budur!

Çünkü hem ganimet üstünde KKTC’de oturup hem de Kıbrıs Cumhuriyeti’nde hak talep edemezsiniz. Ya herro ya merro!

Tahsin Omonia altyapısında yetişti. 2010’da Omonia U14 seçmelerine Hakan, Hasan ve Aziz seçildi. Hakan’lı Omonia U-17 takımı şampiyon oldu…

Tahsin ise A takım ile kontrat imzalayan ilk genç oldu. Bundan sonra görün siz 1955’te terk ettiğimiz Futbol Federasyonu’na, 1964’te terk ettiğimiz Cumhuriyet’e dönüşü…

Eski kuşakların terk ettiği yoldan yeni kuşakların geri dönüş yürüyüşü…

Kıbrıs Cumhuriyeti’ne dönüş başladı. Bizim istediğimiz gibi olmayacak bu dönüş, ama olacak, kaçınılmazdır…

“Bizim neslin son denemesi” demişti Mustafa Akıncı.

Hiçbir suçu olmayan nesillerin denemesi de budur işte…

Kıbrıs Cumhuriyeti liderliğinin her zaman tek bir planı oldu: Kıbrıs Cumhuriyeti’nin federalleştirilmesi ve 1960 Anayasası’nın dönüşümü.

23 Temmuz 1974’te Meclis Başkanı olarak, 2000’de ise Cumhurbaşkanı olarak Klerides bu öneriyi yaptı. Hristofias, Anastasiadis ve Hristodulidis her zaman “Üniter Kıbrıs Cumhuriyeti’nin federalleştirilmesi”ni koydular masaya.

2021’de “Pasaportlar ortak cumhuriyet olan Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Kuruluş Anlaşmalarından kaynaklanan doğal bir haktır” diyen Ersin Tatar’a,

-Kıbrıs Cumhuriyeti’ndeki haklarınız konusunda CİDDİYSENİZ Cumhuriyet’e dönün, dedi Anastasiadis…

2016’da Mustafa Akıncı’ya da aynı teklifi yaptı Anastasiadis… Akıncı şöyle cevap verdi ona:

-“Onlara göre sadece Kıbrıs Cumhuriyeti vardır ve onun dönüşümü olacaktır. Bize göre ise KKTC vardır ve çözümle birlikte kurucu devlete dönüşecektir”…

Bugünkü kurumlarıyla, teşkilatlanmasıyla, sistemiyle Türkiye ile bütünleşmiş olan KKTC’nin “federal çözümün kurucu devleti” olacağını söylemek sahtekârlıktır!

50 senemizi çalan bir sahtekârlık…

İşte bu yüzden gençler Kıbrıs Cumhuriyeti’nde spor takımlarının alt yapılarına giriyor. Kimse inanmıyor sizin “KKTC” yalanınıza…

Dönüş başladı!

Kıbrıslı gençlerin önünde bu saatten sonra iki seçenek var:

İlçe takımı olarak Adıyaman’a gitmek ya da üzerinde “MİLLİYETİ: KIBRISLI” yazan kimlik kartıyla Kıbrıs Cumhuriyeti takımlarına katılmak.

1960 Cumhuriyeti’nde her şeye nüfus kotası koydular. Tek bir şeyin “kotası” yoktu: Sporun!

Sporda kota olmaz, herkes yeteneğiyle, disipliniyle, çabasıyla ve emeğiyle bir yere gelir…

1955’te Kıbrıslı Türkler Futbol Federasyonu’nu (KOP) terk etmeden önce Kıbrıs Karması’na 6 Kıbrıslı Türk çağırmıştı Yunanlı antrenör Kavallaris.

1950-51 liginin son iki maçı: AEL-Anortosis ile Çetinkaya-Apoel oynuyor.

AEL yenilirse Anortosis şampiyon olur, AEL yenerse Çetinkaya şampiyon olur.

Bardak, Ali Denizer, Veysi Cam ve Defteralı Lefkoşa’dan Leymosun’a gider, AEL’in antrenörü Yunanlı Kavallaris’i ziyarete.

Defteralı şöyle der: “Biz buraya içmeye gelmedik. AEL’in ‘Yenilelim de Türkler şampiyon olmasın’ dediğini duyduk”…

Kavallaris şöyle cevaplar Defteralı’yı: “Ben futbolda milliyetçilik tanımam”…

AEL yener, Çetinkaya şampiyon olur!

Gerçek hayatta kota yoktur, gerçek bir yurttaş Cumhuriyeti’nde de kota olmaz. Çünkü “kota” azınlığı korumak içindir. Eşit yurttaşlığa dayalı Cumhuriyetlerde kota olmaz…

Gençlerin önünde duran budur: Ya Adıyaman’da ilçe statüsü, ya Kıbrıs Cumhuriyeti’nde yurttaş statüsü.

1964’te terk ettiğiniz yoldan geri dönecek torunlarınız, çünkü onlara başka çare bırakmadınız… 

(22 Şubat 2024 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author