İki devletli çözüm: TÜRKİYE Mİ, KIBRIS CUMHURİYETİ Mİ?

Aziz Şah – 19/03/2024

Kıbrıs’ın güçlü kalemlerinden Phileleftheros Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni sevgili dostumuz Aristos Mihailidis (17 Mart Pazar günü) köşesinde Kıbrıslı Türklerin okuması gereken bir yazı kaleme aldı. Önemli sorular sordu, önemli tespitler yaptı…

Şöyle diyor Mihailidis:

-“Sorulması gereken soru, Kıbrıslı Türklerin hangi mantıkla iki devletli bir çözümün sorunlarını çözeceğine inandıklarıdır.

Örneğin, Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşı olarak bile Avrupa Birliği’nin faydalarını ilk elden görmüş olmalarına rağmen, iki devletli bir çözüm kabul edilirse kendilerine ne olacağını merak etmiyorlar mı? AB’nin ‘KKTC’yi otomatik olarak saflarına kabul edeceğine inanıyorlar mı? ‘KKTC’ vatandaşlıkları yasallaştırılırsa Kıbrıs Cumhuriyeti ve AB vatandaşlıklarını kaybedecekler mi? Yoksa her ikisine de sahip olmaya devam edeceklerini mi düşünüyorlar? Uluslararası hukuk ve kuralların dışında geçen 50 yılın ardından düşünmeleri gerekir”…

***

KKTC tanınamaz diye bir şey yoktur. ABD, AB, Rusya ve Britanya’ya bağlıdır bu. Hepsinin çıkarları aynı yönde örtüştüğünde tanınır, imkânsız değildir. 

Eğer KKTC tanınırsa, hem (KK)TC hem de Kıbrıs Cumhuriyeti yurttaşı olamazsınız, ikisinden birini seçeceksiniz çünkü bir göt iki iskemlede oturamaz:

-Tanınmış KKTC ile AB üyesi Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşlığı arasında kaldığınızda hangisini seçeceksiniz?

***

Alemin akıllısı zannedersiniz kendinizi, karşınızdakileri de ahmak!

Kendisini hâlâ bir diplomat zanneden Hristodulidis rol yapabilir. Ama Aristos gibiler rol yapmaz…

Aristoslar çoğunluktadır iradeleri sandığa hiçbir zaman yansımasa da!..

“Karma evlilikler”den doğan çocuklara vatandaşlık için özgür bölgede eylem yapıldığında şöyle yazmıştı Aristos:

-“Sloganlardan birinde ‘Herkes için insan hakları’ yazıyordu. Kıbrıslı Rumlar dışında herkes için mi? Bu insanlar, kimse onları rahatsız etmeden özgür bölgede gösteri yaparken, Kıbrıslı Rumlar da her zaman işgal altındaki Hıristiyan kiliselerine gidemezler. Örneğin Ağustos ayında Girne’deki küçük Agios Fanourios kilisesine hac ziyareti yapmaları yasaklandı”…

Aynı şekilde, “ajan” diye suçlanıp askeri mahkemede yargılanan Andreas Soutzi için şöyle yazmıştı Aristos:

-“Hiçbir örgüt protesto etmedi, hiçbir Kıbrıslı Türk federalist parti bir şey söylemedi, işgalci rejime baskı yapılmadı. Soutzi hücresinde yalnız kaldı, çünkü bunların tüm kahramanlığı Kıbrıs Cumhuriyeti aleyhine gösteri yaptığında ortaya çıkıyor”…

Diyorum size, alemin akıllısı zannedersiniz kendinizi. İkiyüzlülüklerinizi, sahtekârlıklarınızı, rol kesmelerinizi kimsenin anlamadığını zannedersiniz!

Sadece kendiniz için “insan hakları” istersiniz ama sizin “insan haklarınız” başkasının hakkının gaspıdır.

***

Bir gün Kıbrıs’ta tek devlet çatısı altında birlikte tek halk olarak yaşamayı hayal ediyorsak, çünkü hayal etmek zorundayız, hayalini kurduğumuz mahallelerde komşularımız Aristoslar olacak, Hristodulidis gibi diplomatlar değil. İşte bu yüzden Aristosları anlamanız gerekir…

Çünkü Hristodulis’in rolü müzakere masasına kadardır…

Müzakere masasına Türkiye’nin savaş suçlarının yasallaştırılması BM tarafından “çözüm planı” olarak konduğunda Hristodulidis’in rolü biter!

50 senedir işgal ordusunun Kıbrıs’tan nasıl çekileceği görüşülmedi müzakere masasında. Türkiye’nin işlediği savaş suçlarının nasıl yasallaştırılacağı ve işgal ordusunun Kıbrıs’ta nasıl kalmaya devam edeceği görüşüldü…

Çünkü Kıbrıs Cumhuriyeti liderliği, Türkiye’nin savaş suçlarından yargılanması ve yaptırım uygulanması için hiçbir şey yapmadı!

50 senedir işgalcinin toprak ve demografi üzerinde işlediği savaş suçlarının yasallaştırılması ve meşrulaştırılması görüşüldü müzakere masalarında…

İşte bu yüzden Aristosların hisleri ve düşünceleri ile yüzleşmeniz gerekir. Çünkü savaş suçlarının yasallaştırılmasını Hristodulidis kabul etse bile Aristoslar “oxi” diyecek!

***

Etnik bencillik bataklığına öyle bir saplandınız ki sırtınızı dayadığınız işgal ordusundan aldığınız güçle kendinizi alemin akıllısı, karşınızdakileri de ahmak zannedersiniz.

Aristosların bilmediğini mi zannedersiniz, Kıbrıslı Türk federalistlerin neden iki bölgeli ırkçı bir apartheid istediğini…

-Çalınmış toprak üzerinde işgalin gerçekleştirdiği bütün oldubittileri yasallaştırmak için!

Şu soruya şimdiden cevap arayın:

-Tanınmış KKTC’nin vatandaşlığını mı, Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşlığını mı tercih edeceksiniz?

Peki, KKTC tanınınca ne olacak? Tabii ki Türkiye’ye bağlanacak Hatay gibi…

İşte bu yüzden sorumuz:

-Türkiye mi, Kıbrıs Cumhuriyeti mi?

(19 Mart 2024 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author