Aziz Şah – 12/5/2024
Kasım 2021’de yayınlanan Crans Montana belgelerinden, yani Birleşmiş Milletler görüşme tutanaklarından sonra Mustafa Akıncı hiç konuşmadı.
“Avrupa” gazetesi manşet attı, “Akıncı ne der bu tutanaklara” diye. Hiçbir şey demedi. O tutanaklarda 5 kere geçiyor Akıncı’nın adı!
Kurduğu bir cümlede “hayal kırıklığı içerisindeyim” diyor, diğerinde “vicdanım rahat”, öbüründe BM Genel Sekreteri’nin “Tek yanlı müdahale hakkı sürdürülebilir değil” sözünü hatırlatıyor. “İki taraf çözüm için aynı aciliyet düzeyinde değil” diyor…
“Çözümün hemen ardından önemli sayıda asker azaltma önerisi var” diyor Akıncı… Ama TC Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu asker, garantiler ve müdahale konusunda hiçbir yazılı taahhüt vermeyi kabul etmiyor. “10-15 sene sonra anlaşmayı gözden geçirelim” diyor.
Antonio Guterres de bunun üzerine konferansı dağıtıyor.
Mustafa Akıncı senelerdir susuyor Crans Montana konusunda, keşke hiç konuşmasaydı!
***
Crans Montana konusunda olduğu gibi, 18 Ekim 2020 akşamı Ankara Akıncı’yı devirdiğinde de susmuştu.
Kıbrıs’ın işgal bölgesinde her seçim dönemi “seçmen sayısı”nda patlama yaşanır. Bu konuda rekor 2015’ten 2020’yedir!
Yani Mustafa Akıncı’nın götürülüp yerine Ersin Tatar’ın getirildiği seçimde:
2015’ten 2020’ye 176.916’dan 199.029’a çıktı seçmen sayısı. Tek seferde 23 bin artış…
Akıncı’nın danışmanı Barış Burcu’nun analizi şöyledir: Akıncı Kıbrıslıların yoğunlukta olduğu bölgelerden %70 oy aldı, seçimi yerleşimcilerin oylarıyla kaybetti.
Kıbrıs’ın işgal bölgesinde her seçim dönemi seçmen sayısı ortalama 10-15 bin arttı.
2015’ten 2020’te 23 bin arttı. Türkiyeli yerleşimci kolonizasyonunda rekordur bu. Önceki rekor Annan Planı’ndaki “seçmen patlaması”dır: 17 bin idi!
18 Ekim akşamı danışmanı Akıncı’ya, “Kıbrıs Cumhuriyeti’ne, AB’ye ve BM’ye bu seçim sonucunu tanımaması için çağrı yap” dedi…
Akıncı ise şöyle dedi:
-“45 sene hizmet ettim, benden buraya kadar, siyaseti bırakıyorum, hakkımı helal ediyorum”…
***
18 Ekim akşamı yapması gerekeni yapmayan Akıncı, Crans Montana konusunda da senelerdir sustu…
Ama Akıncı’nın dün konuşacağı tuttu:
“Kıbrıslı Rumların yönetimindeki Kıbrıs Cumhuriyeti’nin, çözüm olmadan ve Kıbrıs Türklerinin eşit toplumsal hakları tescil edilmeden AB’ye girmesinde, birçok defa vurguladığım gibi Türk tarafınca izlenen yanlış siyasetlerin önemli rolü olmuştur”…
-“Annan planı referandumu ve gerekse Crans Montana sürecinde bu kez özellikle Kıbrıs Rum liderliğinin olumsuz tavrı çözümsüzlüğün devamını getirmiştir”…
Crans Montana belgelerinde ne yazar?
TC Dışişleri Bakanı “10-15 yıl sonra müdahale hakkını gözden geçiririz” deyince, BM Genel Sekreteri, “Bazı şeyleri yanlış anladığım net, gerçekçi bir şans olmadığı ve çözümün gerekli unsurlarının başarılamaması gerekçesiyle en doğrusu konferansı sona erdirmek” der…
CTP’liler, Akıncı’cılar ve bilcümle federalistler ne kadar çok yalan söylerse o kadar çok aynı şeyleri yazacağım.
Söylediğiniz her yalan ırkçı bencilliği kaşır ve nefret üretir…
***
Müzakere tarihi Annan Planı ile başlamaz Crans Montana ile bitmez.
Müzakere tarihi aynı zamanda “Kıbrıs Cumhuriyeti’ni dönüştürme” tarihidir.
Klerides, Papadopulos, Hristofyas ve Anastasiadis’in bütün önerileri “Üniter Kıbrıs Cumhuriyeti’nin federalleştirilmesi” temelindedir.
Kıbrıslı liderler arasında “en az devletçi” ve “en çok liberal” olan Klerides 2 Şubat 2000’de şöyle dedi:
-“Bizim yapmaya çalıştığımız şey, adada yeni bir devlet yaratmak değil, Kıbrıs anayasasında üniter devletten federal devlete geçişe imkan veren düzenlemeler yapmaktır. Denktaş’ın önerileri ise Kıbrıs Cumhuriyeti’nin feshini ve iki devlet yaratılmasını öngörüyor”…
Klerides 2000’de Kıbrıs Cumhuriyeti’nin federalleştirilmesini önerdiğinde Mehmet Ali Talat “Klerides’in açıklaması son derece sakıncalı ve tehlikeli” dedi. Akıncı ise “Bugünkü Kıbrıs Cumhuriyeti denen varlık, 1963’ten bu yana tam anlamıyla bir Kıbrıs Rum Cumhuriyeti’dir” der…
Aynı teklifi 2016’da Anastasidis yaptığında, Akıncı Kıbrıs Cumhuriyeti’nin federal devlete dönüştürülmesine şöyle karşı çıktı:
-“Onlara göre sadece Kıbrıs Cumhuriyeti vardır ve onun dönüşümü olacaktır. Bize göre ise KKTC vardır ve çözümle birlikte kurucu devlete dönüşecektir”.
İki bölgeli federasyon sloganı bu yüzden sahtekârlıktır…
(12 Mayıs 2024 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)