Asıl meseleyi konuşalım: Protokoller ve savaş

İki konu var haftalardır döndürüp döndürüp baştan yazdığım…

Savaş ve protokoller…

KKTC iç siyaseti üzerine konuşacaksak protokolleri konuşalım…

Su protokolü ne diyor?

-Yağmur suyu neden Türkiye’den gelen suya dahil edildi?

Yol protokolü ne diyor?

-Neden ihalelere Ankara’da çıkılır?

-Neden KKTC’nin yol yapma yetkisi yok, sadece “yama” yapma yetkisi var?

-Neden yolları TC Karayolları Müdürlüğü yapar?

Kültür-sanat protokolü ne diyor?

-Neden tiyatrolarda oynanan oyunların yönetmenleri bile Türkiye’den geliyor?

Elektrik protokolü ne diyor?

-Neden santrale yatırım yapılamıyor?

Sağlık protokolü ne diyor?

-Neden Türkiye’de iflas eden Genel Sağlık Sigortası Kıbrıs’a getiriliyor?

Adli işbirliği protokolü ne diyor?

-Neden mahkeme kararı olmadan insanlar çuval gibi Türkiye’ye gönderiliyor?

Eğitim protokolü ne diyor?

-KKTC Eğitim Bakanlığı’nın müfredata müdahale yetkisi yok mu?

-Türkiye’de gerici-yobaz kamplara gönderilen çocuklar kimsenin umurunda değil mi?

Mali protokol ne diyor?

-Askerin parası neden Kıbrıslıların cebinden çıkıyor?

Protokollerde limanlar için ne yazıyor?

-Hepsi satılık!

Protokollerde kooperatifler için ne deniyor?

-Kıbrıslının yokluk içinde kurduğu kooperatifleri hangi akılla pazarlık masasına koydunuz?

Birinci, ikinci ve üçüncü derece askeri bölgelerden oluşan KKTC’de iç siyasetin genel çerçevesi bu…

Yol yoksa seyrüseferi ödemiyoruz diyenler haklı. Ama sormuyorlar: “Yol protokolü ne diyor?”

-Neden KKTC Ulaştırma Bakanı ile TC Karayolları Müdürü protokolde eşit?

Protokolleri sorgulamak gerekir…

Çünkü sömürgeler protokollerle / kararnamelerle yönetilir…

Ve savaş…

Kıbrıs sorunu nasıl çözülecek, çözülecek mi sorusunun cevabı savaşta…

Ya da neden çözülsün?

Amerika’sı, Fransa’sı, İngiliz’i, Türk’ü, İsrail’i Kıbrıs’ı istediği gibi kullanıyor…

Neden çözülsün, ne kazanacaklar Kıbrıs sorununun çözülmesinden?

“İki bölgeli iki toplumlu siyasi eşitliğe dayalı federal Kıbrıs” korosu istediği kadar yüksek sesle şarkı söylesin hiç fark etmez…

Liderler Berlin’de değil de bu kez Mars’ta görüşse fark etmez…

Her şey savaşın gidişatına bağlıdır!

Rus Çarı, Alman panzeri, Amerikan kanseri ve Arap mavzerinin çapraz ateşinde…

Gece gündüz Rumlar Kıbrıslı Türklerin hakkını çalıyor diye diye %18 nüfusla doğalgazdan %50 pay istiyor Kıbrıs Türk liderliği…

EAST-MED mi olacak, yoksa ileride Rus gazına eklemlenecek Cypriot-Med mi olacak, Germania-Med mi olacak savaşın gidişatına bağlıdır…

Atılan bütün imzaların geçerliliği savaşın gidişatına bağlıdır…

Gevşek mi, geviş getiren mi, nasıl bir federasyon olacağı savaşın gidişatına bağlıdır…

Her şey savaşın gidişatına ve savaşa karşı mücadeleye bağlıdır.

Sözün özü:

“Annelerin ninnilerinden spikerin okuduğu habere kadar,
yürekte, kitapta ve sokakta yenebilmek yalanı,
anlamak, sevgilim, o, bir müthiş bahtiyarlık,
anlamak gideni ve gelmekte olanı.”

(13 Ocak 2020 tarihinde Afrika gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author