Şener Levent – Kıbrıslı Türklerin müslümanlığı bu kadar işte…
Bayram gelmiş…
Seviniyor…
Dini bir bayram…
Sevinemeyen kara bahtlılar da var tabii…
Hayatın küstürdükleri…
Her bayram onlarda aynı makam:
“Bayram gelmiş neyime/kan damlar yüreğime”…
Meyhaneci Kemal Demirkıran’ın dilinden düşmezdi hiç…
O, bir üzüm tanesi ile yarım şişe Anglia konyak içerdi…
Konyak dedim de aklıma geldi…
Leymosun’daki çarpışmalar sırasında Rumlar bir Türk mevzisini fena halde ateşe tutmuşlar…
Mevzideki Türk mücahitler teslim olmuş…
Rum komutan ele geçirdiği Türk mevzisinde birçok boş konyak şişesi görmüş…
Hacıpavlo konyağı…
Sormuş bizimkilere:
-Kim içti re bütün bunları?
-Biz içtik, demişler…
Şaşırmış komutan…
-Re, demiş, biz size Hacıpavlo binasından ateş ederik, siz de burada Hacıpavlo mu içersiniz?
Birbiriyle ölümüne savaşırken bile meğer ne komik halleri varmış şu Kıbrıslıların…
***
Bayram gelmiş bayram…
İyi bak ve gör işte kardeş…
Kıbrıslıtürklerin müslümanlığı bu kadar…
Tatildir diye seviniyor…
El öpecek…
Mezarlığa gidecek…
Evde temizlik yapacak…
O saygıyla büyüklerinin elini öperken, küçükler de onun elini öpecek ve onlara para verecek…
Bayram tatlıları yapacak evde…
Tel kadayıf…
Ekmek kadayıfı…
Mangal yakacak sonra mangal…
Bir yılda hiç gitmediği camiye de gidecek belki…
Bayram namazına…
Benim babamın yaptığı gibi…
***
Anladım, Hatay’dan, Adana’dan, Trabzon’dan geldin…
Biz Kıbrıslıyız ancak…
Çok zorlama gardaş…
Bizim müslümanlığımız işte bu kadar…
Bir cenazemiz varsa bir müslüman gibi gömeriz, ama okuduğumuz Arapça duaları bile anlamayız…
Adet yerini bulsun diye okuruz…
Ölülerimizin mezarlarına okunmuş su dökmek de adetlerimizdendir…
Mevlit okutmak sonra ölümüz kırklanınca…
Başka?
Ezan okunurken üst üste ayaklarını indirir…
Cenaze geçirilirken şapkasını çıkarır…
Ramazan ayı boyunca oruç tutar…
Hepsi tutmaz…
İsteyen tutar…
Oruç tutmayana kızmaz…
Ramazanda içki içene de kızmaz…
Beddua etse de bedduaya inanmaz…
Günde beş vakit namaz kılan bir Kıbrıslıtürke rastlanmaz kolay kolay…
Kurban bayramında kurban keser…
Koyun, koç, inek…
Kestiği kurban etini fakir fukaraya dağıtır…
Kahve falına inanır, ama bir türlü hamile kalmayan kadının üfürükçülerin üfürüğü ile hamile kalacağına inanmaz…
Elinde bir tespihle dolaşmaz…
Yemin eder bazan…
Ama ettiği yemine de inanmaz…
Bir ateist olduğu halde, ölenin ailesine başsağlığı dilerken “Allah rahmet eylesin” der…
“İnşallah” diye de dua eder…
***
Kıbrıslıtürklerin Müslümanlığı bu kadar işte…
Burada sıraladığım gibi unuttuklarım da…
Bu çift ve dört minareli camiler bol gelir bize…
Bize uymaz…
Siz gelmeden sokaklara taşmadı hiçbir zaman namazlar…
Bu sokaklarda hiçbir zaman “Ya Allah bismillah, Allah-ü ekber” diye tekbir getirmedi…
Siz daha çok günah işlemek için camiye giderken, o yalnız günahlarının bağışlanması için gitti…
Osuruğun orucu bozup bozmadığı, kadınların bisiklet sürmesinin caiz olup olmadığı, vatan için ölenlerin cennette huriler ve şarapla karşılanıp karşılanmadığı gibi tartışmaları olmadı hiç…
Domuz eti de yedi, ama domuz olmadı…
Çok zorlama gardaş…
Bizim müslümanlığımız işte bu kadar…
(13 Mayıs 2021 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)