Hiçbir çözüm planı olmayan Kıbrıslılar

Şener Levent – Kıbrıslılar hiçbir zaman bir çözüm planı hazırlamadılar…

Planlar hep dışarıdan geldi…

Bizim onayımıza sunuldu…

Kabul ederseniz edin, etmezseniz etmeyin dediler…

Acheson planı var mesela…

Denktaş ya da Makarios planı yok!

Cuellar belgesi var…

Kleridis belgesi yok!

Gali Fikirler Dizisi var…

Akıncı Fikirler Dizisi yok!

Annan Planı var…

Papadopulos ya da Talat planı yok!

***

Federal çözümü savunan arkadaşlara soruyoruz:

-Nasıl bir çözüm istersiniz?

-İki bölgeli, iki toplumlu, siyasi eşitlik, diyorlar…

Ama müzakere masasında kapsamlı bir çözüm önerisi olamaz bu…

Doldurmak gerekir altını…

Dolduruyorlar mı?

Doldurmuyorlar…

Neden doldurmuyorlar?

Dolduran yanar çünkü…

Çıkmaz sokağa sapar…

Ve bir daha da çıkamaz oradan…

Toprak oranında tıkanır…

Toprak oranında tıkanmazsa garantörlükte tıkanır…

Garantörlükte tıkanmazsa TC’li yerleşiklerde tıkanır…

Siyasi eşitlikte tıkanır…

***

Hayal ettikleri federasyonun da mümkün olamayacağını bizim federalistlere ispat etmek için bir şans tanınmalı onlara bence…

Onları oturtmalı müzakere masasına…

-Buyurun siz çözün, demeli…

İki tarafın federalistleri seçsinler en iyi sözcülerini, çıksınlar er meydanına…

Otursunlar şu mübarek masaya…

Anlaşacaklarına inanır mısınız siz?

Ben inanmam…

Zaten anlaşamayacaklarını onlar da bildikleri için doldurmuyorlar “iki toplumlu, iki bölgeli” lafının altını…

Bir plan sunmuyorlar bize…

Bir slogan sunuyorlar sadece…

***

Denktaş’a “Mr. No” deniliyordu…

Çözüm yoksa, onun yüzünden yok sanılıyordu…

Papadopulos’un adı da “Mr. No’ya çıkmıştı…

Ne oldu sonra?

İkisi de bu fani dünyadan göçüp gitti…

Ne değişti?

Hiç!

Daha sonra gelip gidenler de hep “Mr. No” oldu değil mi?

Talat “Mr. No”…

Hristofyas “Mr. No”…

Akıncı “Mr. No”…

Anastasiadis “Mr. No”…

Herkes sanki Denktaş oldu…

Bizim ahali bütün fesatlığın Denktaş’ın başının altından çıktığına o kadar inanmıştı ki, Denktaş öldükten sonra her şeyin düzeleceğine inanıyordu…

Annan mitinglerinin birinde şöyle bir pankart açılmıştı hatta meydanda:

“Azrail göreve”…

***

Kıbrıs’ta radikal kararlar alacak cesarete sahip yönetimler yok…

İnisiyatif sahibi bile değiller…

Rumlar Yunanistan’a sormadan Türkler de Türkiye’ye sormadan adım atamazlar…

Yalnız Türkiye ve Yunanistan olsa neyse…

İngiltere var bir de…

Amerika var…

Onlara danışmadan adım atabilirler mi?

***

Rum tarafı Kıbrıs Cumhuriyeti ortaklığını bir çözüm önerisi olarak neden koymuyor masaya?

Türk tarafı reddedecek diye mi?

Yoksa ansızın kabul edileceğinden mi korkuyor?

Korkmasın…

Koysun masaya…

Reddederlerse reddetsinler…

Onlar bir şey kaybetmezler bundan…

Türk tarafı çok şey kaybeder ama…

Rum tarafı o zaman Avrupa Birliği’ne gidip,

-Türkler cumhuriyet ortaklığını reddediyorlar, bunun için ortaklık haklarından yararlanamazlar, diyemezler mi?

Kaldı ki hiç buna başvurmadan şimdi de yapabilirler bunu…

Türk tarafı Kıbrıs Cumhuriyeti’ni tanımıyor…

Ama bu cumhuriyetteki ortaklığından kaynaklanan haklarını talep ediyor…

Hem tanımıyor, hem pay istiyor…

***

Kıbrıs’ın cesur adımlar atabilecek yönetimlere ihtiyacı var…

Nerde ama…

Nerde…

(20 Mayıs 2021 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author