Aziz Şah – 48 senedir Kıbrıs’ın kuzeyi Türkiye’nin işgali altındadır. Kökleri 1974 öncesine uzanan Özel Harpçi idarenin kurumsal bir sömürgeciliğe dönüşmüş Askeri Rejimi ile yönetilmektedir Kıbrıs Türk toplumu.
Kıbrıs’ın kuzeyi 48 senedir Türkiye’nin işgali altındadır; 48 senedir biz Türkiye solunun ve aydınlarının Kıbrıs’ı bilmediğini anlatır dururuz.
Kaçımız Türk aydınlarının ve Türkiye solunun karşısına dikilip amasız ve fakatsız doğrudan Kıbrıs gerçeğini anlattık?
Türkiyeli aydınları suçlarız ama onlara gerçeği dosdoğru anlatmadı Kıbrıslılar da!
-Bırakın Kıbrıs’ın kaderine Kıbrıslılar karar versin, sözünü bile söyleyemedi Kıbrıslı. Eğdi büktü…
Bu eğilmenin bükülmenin nedeni de işgalin oluşturduğu sömürge halidir!
Hikmet Kıvılcımlı’nın öğrencilerinden 1968’li Yalçın Okut anlatmıştı bir sohbetimizde…
Kıbrıslı devrimci gençler –konusunu hatırlamadığım bir mesele için- toplanıp Cumhuriyet gazetesine gitmişler, İlhan Selçuk’tan yardım istemeye. Sonrasında konu Kıbrıs’a gelmiş tabii! İlhan Selçuk da Kıbrıs’ı kendi bildiği kadar değerlendirmiş. Toprağı bol olsun Yalçın hocam, ‘yanlıştı söyledikleri ama itiraz etmedik’ demişti.
-‘Koca İlhan Selçuk’a itiraz mı edecektik?’ demişti bana.
Kimimiz saygıdan itiraz etmedik, kimimiz gerçeği kendine bile söylemeye cesaret edemediği için susup yanlışın ve yalanın yeniden üretilmesine ortak oldu…
Gerçeği söyleseniz bile karşı taraf buna zaten hazır değil; hazır olmadıklarını Fransızca-Almanca-İngilizce-İtalyanca eğitime karşı çıkmayıp Kürtlerin anadilde eğitim hakkı konusu gündeme geldiğinde verdikleri tepkilerden, bir Türk siyasetçi-gazeteci-aydın tutuklandığında verdikleri tepkiyi Kürt için vermemelerinden anlıyoruz!
Erdoğan muhalifi aykırı bir aydın ziyaretimize geldi Türkiye’den. O konuştu biz dinledik! Kıbrıs konusunda da herşeyi biliyordu! Kıbrıs için bedel ödemiş, eski ve yeni Kıbrıs’ı yaşamış, Kıbrıs’tan başka gidecek bir yeri olmayan, Tantin’in mahallesinde büyümüş, savaşta gramofonunun üzerine havan mermisi düşmüş insanlar oturuyor masada…
Kıbrıs’ı da bizden iyi biliyordu. ‘Hayır, öyle değil böyledir’ dediğimizde de kabul etmiyordu!
Şair ablam Faize Özdemirciler sonra, ‘‘Siz ne yazdınız, ne yaşadınız, ne hissedersiniz sormadı bile, Kıbrıs’ı da bizden iyi biliyor’’ dedi. Daha ne desin?
Kendi ülkesinde ne kadar aykırı ve muhalif olursa olsun ezen ulus milliyetçisi bir sömürgeci, sömürgeye geldiğinde yerlilerin şivesini taklit etmekten öteye gidemez. ‘Solcu sömürgecinin imkânsızlığı’ der bu duruma Albert Memmi.
Bir konuşmaya korkan yerliler var, bir de duymayan sömürgeci kulaklar var!
Türkiye solunun kabahati büyüktür! 6-7 Eylül 1955’ten beridir TC’nin bir numaralı dış politika sorunu olan, 2011’den sonra Suriye savaşı patlak verene kadar belli periyodlarla diplomatik krizlerde başat rol oynayan Kıbrıs’la hiç ilgilenmediler!
Yıl 2022! ‘Ukrayna ulusal sorunu’nu Sovyet kaynaklarıyla tartışan Türkiyeli sosyalistler devletlerinin 48 senedir işgali altında tuttuğu Kıbrıs’tan bihaber! Ukrayna konusunda Rakovskiy’den alıntı yaparlar, Kıbrıs konusunda Kavazoğlu’ndan yapamazlar. Halbûki Kavazoğlu öldürüldüğünde ANT dergisi iki tam sayfa haber yapmıştı…
YÖN dergisinde 1965’te “Kıbrıs Türk toplumu içinden zaman zaman yükselen ve zaman zaman silahla susturulan değişik sesler gelmektedir. Bunları da dinlemek gereklidir” diye yazılıyordu Derviş Ali Kavazoğlu için!
İletişim çağı ilerledikçe bilgi geriye düştü belli ki…
Kıbrıslının korkaklığı ile söyleyemediği gerçekler ile Türkiye’nin hakim ulus şovenizminin inkarcılığı birleşince Kıbrıs sorunu oldu!
14 Mart Tıp Bayramı’nda Türk Tabipleri Birliği’nden Dr. Ali İhsan Ökten’in yaptığı konuşmayı Ersin Tatar “Burası KKTC’dir, sizin ülkenin sorunlarını dinlemeye gelmedik” diyerek kesmeye kalktı. Kıbrıs’a gelen Türk Tabipleri Birliği temsilcisi hekime burada kimse Türkiye’nin işgalini ve kurduğu sömürge rejimini anlatmayacaktı! Tatar’a müteşekkir olmamız lazım, TTB üyesi Dr. Ökten Türkiye’ye döndüğünde ‘Yavruvatanda demokrasi var’ demeyecek en azından!
Türk ordusu Suriye’ye girince “Savaş bir halk sağlığı sorunudur” diyerek barışı savunan Türk Tabipleri Birliği’ne saygımız sonsuzdur. Kıbrıslı bu kadar korkak olmaz ve Suriye’de işgale karşı çıkan Türkiyeli hekimlere Kıbrıs’taki işgali anlatırsa, anlayacaklardır!
Kıbrıs’ın kuzeyi TC Büyükelçisi ve TC’li iki General’den oluşan Üst Koordinasyon Kurulu tarafından yönetilmektedir.
(15 Mart 2022 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)