Aziz Şah – Halk TV muhabiri Seyhan Avşar Tatar’la röportaj yapmak için Silihtar sarayından randevu aldı. Kalktı Türkiye’den Kıbrıs’a geldi…
Önce Hüsnü Falyalı ile konuştu, sonra Ersin Tatar’a gitti…
Randevu saatinde Silihtar’a gittiğinde ‘basın danışmanı’ Aydın Akkurt, Türkiye’den gelen muhabiri sorguya çekti…
Akkurt’a Kutlu Adalı dediğinde “5 dakikada tüm sorularınızı sorun” cevabını aldı; Tatar’a Halil Falyalı’yı sorunca da Silihtar’dan atıldı…
Silihtar’a satılan yüzlerce gazeteci oldu, ama Silihtar’dan atılan ilk gazeteci Seyhan Avşar galiba…
Biz de içine girmeyi başarsak, kesin atılırdık ama giremiyoruz ki atılalım!
Akkurt Adalı sorusu için, “Bu konuyu soramazsınız. İzin vermem. Dünya cayır cayır yanıyor, siz Kutlu Adalı’dan bahsediyorsunuz. Adalı’nın Uğur Mumcu gibi olduğu söyleniyor. Hayır değildi” dedi.
Nasıl bir kin bu!
Meşhur ‘Kin’ şiirindeki gibi…
-“Bin gâvur kellesi bir kin ödemez, bu kin benden vallahi de gitmez”…
Boşuna, Türkiyeli aydınlar 1955’ten beridir Türkiye’nin bir numaralı dış politika sorunu olan Kıbrıs’ı bilmiyor demiyoruz.
Karşısında Akkurt var, Kutlu Adalı’yı soruyor Türkiye’den gelen gazeteci! Muzaffer Gürkan’ı ve Ayhan Hikmet’i sorsa değil saraydan atılmak, bir de dayak yerdi…
Kutlu Adalı davası Ankara’da görülüyor, muhabir Lefkoşa’da cevap arıyor…
21 Ocak 2022’de Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi aralarında Kutlu Adalı’nın da bulunduğu 19 faili meçhul cinayet için, Denktaş’ın KKTC vatandaşı yaptığı Ertaç Tinar’ın Özel Harekât Dairesi Başkanlığı’na hibe ettiği UZİ marka silahların, bulunmasına hükmetti Jitem davasında!
Pandora’nın kutusu Ankara’dadır. Yetkili makam ve soruşturmaları yürütmeyen Ankara’dır.
Kıbrıs’ın kuzeyini Ankara’nın yönetiyor olması, buradakilere soru sormaya engel değil. Ancak cevap veremezler. Sözde KKTC meclisinde kurulan Kutlu Adalı Cinayeti Araştırma Komitesi’ne dönemin Polis Müdürü ifade vermemişti.
Alpay Durduran anlatmıştı: Polis Genel Müdürlüğü Adalı cinayeti için meclise ifadeye çağrıldığında “Ben Türkiye’de askere bağlıyım. Sizden emir almam” diye gelmedi…
Seyhan Avşar’ın gördüğü bu muameleyi ana haber bülteninde Halk TV’de İrfan Değirmenci aktarırken genç bir muhabirken Denktaş’la röportaj yaptığında ona herşeyi sorabildiğini söyledi: Herhalde faili meçhulleri sormadı, Türkiye’de tasfiye edilen kumarhanelerin hangi koşulla Kıbrıs’a taşındığını da sormadı, Abdullah Çatlı Kıbrıs’a geldiğinde ne yaptığını da sormadı…
Kutlu Adalı cinayeti için AİHM’de dava açıldığında Denktaş, “Böyle basit bir olay için dava mı açılır?” demişti.
Sedat Peker, Adalı cinayetini gündeme taşıdığında ‘‘Polis Genel Müdürlüğü’nün bu olayla ilgili olarak gerek görüldüğü halde her türlü yasal girişimler ile gereğini yapacağından kuşkum yoktur’’ demişti Tatar.
Cinayet diyemiyor, ‘olay’ diyor; ‘gerek görüldüğü halde’ diyor. Denktaş gibi konuşuyor işte: Böyle basit bir olay için röportaj mı yapılır sayın gazeteci?
Halk TV muhabiri en son duymak isteyecekleri ismi söyledi. Bu sebepten önceden randevu almasına rağmen 5 dakikası olduğunu söylediler!
Tatar’dan önce Seyhan Avşar’ın görüştüğü Hüsnü Falyalı dedi ki:
-‘‘Babam yılarca UBP’de görev almış bir isim. Genel Sekreter Yardımcılığı dahi yaptı. Biz doğduk doğalı bu partinin içinde büyüdük. Ağabeyim de bu partinin içerisindeydi. Ağabeyim bu partiye para yardımı yaptığı doğru… Tüm iş adamları bunları yapar’’…
Avşar bunu Tatar’a sorunca saraydan atıldı…
Şimdi, CTP işadamlarından Colony Otel’de bağış toplamamış mıydı?
Hüsnü Falyalı da abim UBP’ye para verirdi diyor…
Hüseyin Özgürgün de kendi kişisel hesaplarındaki milyonların UBP’nin olduğunu söyledi.
‘Tüm işadamları bunları yapar’ derken yalan söylemiyor. Bu sebeptendir ki ‘temiz toplumcu’ muhalefet ile Colony otel muhalefeti Hüsnü Falyalı’nın sözlerini gündem yapmadı!
Ankara’dan yönetilmesek tüm bu ifadeler ihbar sayılırdı değil mi?
(22 Mart 2022 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)