KIB-TEK’in Kıbrıslıların kendi kaderini tayin hakkı ile ne alakası var?

Aziz Şah – Olmadık insanların dilinde bir ‘yok oluş’, bir ‘yurtsuzlaşma’, bir ‘ilhak’…

2022 Mali Protokolü balyoz gibi inmiş ahalinin kafasına!

Her sene TC sömürgeciliği buradaki uşaklarına onlarca konuda protokol imzalatır, bir tane de Mali Protokol…

Bu protokollerin amacı ne bütçe dengesidir, ne de ekonominin kendi ayakları üzerinde durması. Her bir protokolle TC devleti bir kemiğimizi kırdı, elimizi ayağımızı kırdı, kafatasımızı parçaladı, beynimizi ortaya saçtı, yüreğimizi söktü…

Protokollerin amacı Kıbrıslı Türklerin politik, ekonomik, kültürel, sosyal ve kurumsal yapısını tamamen çökertip adı konmamış ilhakı tamamlamaktır.

Yüz madde yazılır protokole, sadece bir madde uygulansa bile anamızı ağlatır…

Maliye Bakanı olarak Tatar’a imzalattıkları 2010-2012 Dönemi Ekonomik ve Mali İşbirliği Protokolü KIB-TEK’e kamu yatırımı yapılmasını yasakladı. Senelerdir çektiğimiz elektrik sıkıntısının temelinde yatan budur:

“Kamu eliyle yeni elektrik üretim santrali yapılmayacak, ortaya çıkan ihtiyaç Kamu Özel İşbirliği modeliyle karşılanacaktır.
Elektrik şebekesi Türkiye enterkonnekte sistemine bağlanacaktır”…

Bu maddenin uygulanması sonucunda hurdaya çıktı santrallerimiz…

KKTC’yi devlet zannedenler için söyleyeyim: ABD’nin Türkiye’ye ‘sana elektrik santrali kurmayı yasakladım’ demesidir bu maddecik!

Bu maddeyi haklı çıkarmak için de TC sömürgeciliğinin ideolojik aygıtı Ortadoğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Kalkanlı Kampüsü’ne bir rapor hazırlattılar. ‘Ekonomik değil, jeneratör almayın… Jeneratör alımı fizibıl mizıbıl değil’ diye buyurdu ODTÜ!.. Buna karşı Kıbrıslı bilim insanları ve mühendisler “Raporunuz nerede? Hangi verilere dayanarak bunu söylüyorsunuz?” dedi. Rapor mapor yok…

1986’dan beridir imzalanan Mali ve İktisadi Protokoller’in amacı, dengeli kamu maliyesi, ekonomik olarak bilmem ne modeli, kendi ayakları üzerinde duran KKTC diye açıklanır…

1974’ten sonra TC Büyükelçiliği Yardım Heyeti eli ile Kıbrıs’a nüfus taşınması sürecini yürüten TC Maliye Bakanı ve Kıbrıs Koordinasyon Kurulu Başkanı Ziya Müezzinoğlu, 14 Ekim 1974 tarihinde Abdi İpekçi’ye verdiği röportajda, teknik idari personel ve kalifiye işgücü için, yürüttükleri yardım programının amacının kısa zaman zarfında Kıbrıslı Türkleri eğiterek bu görevleri onlara devretmek olduğunu söyler. (Milliyet-14.10.1974)

48 sene geçmiş aradan…

1974’te Kıbrıslıları eğitip yönetimi onlara devredeceğiz diyordu Türkiye’nin efsanevi maliye bakanlarından Müezzinoğlu…

TC-KKTC Protokollerinin değişmez, her protokolde muhakkak yazan maddesi ise şudur:

‘‘İşbirliği aşağıda belirtilen kurumsal yapı ile uygulanır:

1. Kıbrıs İşlerinden Sorumlu TC Cumhurbaşkanı Yardımcısı
2. TC Kıbrıs İşleri Koordinatörlüğü
3. TC Teknik Heyeti
4. TC Kalkınma ve Ekonomik İşbirliği Ofisi (Eski adı Yardım Heyeti)
5. KKTC Teknik Heyeti
6. Uygulama Birimleri’’…

48 senede ortaya çıkan sömürgeci hiyerarşi-kast sistemi bu…

1974’te TC Maliye Bakanı Müezzinoğlu Kıbrıslıları eğiterek yönetimi onlara devredeceğiz diyordu, 48 sene sonra KIB-TEK’in kaderini tayin hakkımızı kullanamıyoruz.

Çünkü Türk dış politikası ve Türkçü faşizm için ‘Dış-Türkler’ diye tanımladıkları topluluklar yaşadıkları ülkelere nüfuz etmek için kullanılan bir anahtardır sadece. Kapı açıldıktan sonra Batı Trakyalının, Bulgar Türkünün, Irak ve Suriye Türkmeni ile Kıbrıslının bir önemi kalmaz. Dış-Türkler diye adlandırdıkları grupların kültürel-dinsel yapısı da TC’nin Türk-İslam Sentezi anlayışına uymadığı için asimilasyon ve entegrasyon sürecinde kansız bir şekilde eritilirler.

‘Yok oluş’ denilen süreç 1975-Tarım İşgücü Protokolü ile yerleşimci nüfus taşınmasıyla başladı…

(26 Mayıs 2022 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author