Protokol’den Kararname’ye Kıbrıs’ta Sömürge Rejimi

Aziz Şah – ‘Sömürge protokolle/kararname ile yönetilir’ diye yazarım senelerdir. Aslında protokol ile kararname aynı şey değil. Fakat ikisi aynı manaya geliyormuş gibi yazdım hep… Protokol ile kararnamenin farkını ayrıt edebilmek için önce başınıza balyoz inmesi lâzımdı. İndi! Vaktinden önce yazsaydım anlaşılmayacaktı. 2022 Mali Protokolü ile anlaşılacak aradaki fark…

Protokol yapılacakların taahhüt edildiği bir belgedir: TC sömürge idaresi Kıbrıs’taki uşaklarına ‘bunları yapacaksınız’ der. Uşakları da ‘emredersiniz’ der. İşte bu protokoldür…

Kararname ise verilen talimatların karara dökülmesi ve işleme konmasıdır.

Mecliste yasa yapamayacak bir olağanüstü durum varsa kararname çıkarılır. Sömürge rejimi başlı başına bir olağanüstü hâl rejimdir. Birinci, ikinci ve üçüncü derece askeri bölgelerden oluşan çitlerle çevrili bir arazinin idaresinden bahsediyoruz.

TC’nin Kıbrıs’taki işgali perdelemek için göstermelik bir meclis kurması ve talimatlarını orada yasallaştırması hem işlerin yavaş yürümesine hem de Kıbrıslı işbirlikçilerin ‘akıllı köle efendinin önünde eğilirken osurur’ ilkesini benimsemesine neden oldu.

‘Akıllı köle efendinin önünde eğilirken osurur’ ilkesini de en iyi Kıbrıs Türk sağı çalıştırdı. Ankara’dan yüz maddelik bir paket geldi, bir maddesini uyguladılar, 99’unu askıda bıraktılar. Yeri geldi Kıbrıs Türk sağı sendikacıları çağırıp, ‘‘Ankara’dan paket geldi, dökülün sokaklara doldurun meydanları, yoksa bu paket geçerse bittik haaa’’ diye uyardı! Sendikalar da meydanlara döküldü. Ankara’yı çok öfkelendirmeden önünde eğilirken osurdu Kıbrıs Türk sağı. Önden şükranını çekti, arkadan itirazını etti. Bu sebeptendir YERLEŞİMCİ SÖMÜRGECİ NÜFUS silahını kullanarak sağı ve solu hizaya çekti Ankara.

1 Nisan ‘Toplumsal Yok Oluş ve Yoksullaşmaya Hayır’ mitinginden sonra bir yazı yazdım ‘ESKİ BİR DENKTAŞ TAKTİĞİ’ başlıklı…

1990’ların başında çevre yolunu başka yerden geçirebilirken Gönyelililerin arazilerini bölmek istediler. Denktaş köylülere akıl verdi: ‘Meclisin önüne çadır kurun’… Meclisin karşısı Sömürge Valiliği! Aynı şekilde mudilerin meclis baskını da Denktaş’ın aklıydı…

TC’de Başkanlık Sistemi’ne geçilmesi ve istibdad rejiminin inşası ile birlikte ‘eski Denktaş taktikleri’nin teyelleri söküldü, kölenin kıçı açıkta kaldı.

2020 Mali Protokolü ile uygulamada kararnamelere yavaş yavaş geçilmeye başlandı.

2020 Mayıs’ında henüz Mustafa Akıncı Silihtar’da otururken kayyum rejimine geçiş başladı. Mali Protokol’ün 17. Maddesi’ne göre KKTC’nin tüm bakanlıklarına asgari 3 yetkiliden oluşan “Proje Uygulama ve Takip Komisyonları” atandı. Bu madde ile KKTC’de bakanların üstüne TC’den memur atandı. Çalışma Bakanı Koral Çağman’ın istifası da bu vesile ile gerçekleşti.

Dr. Çağman’ın istifası tarihi bir olaydı…

‘Çalışma Bakanı’ koltuğunda otururken kendi bakanlığının yaptığı yasada sözü geçmediği için istifa etti Çağman. İlk kez kendi “bakanlığı”nın yaptığı yasaya itiraz ederek istifa eden bir “bakan” gördük…

-“Sendikal yaşamı bitireceği ifade edilen iki yasa tasarısını hayata geçiren bakan” olarak anılmak istemem diyerek istifa etti… Yasaları KKTC Meclisi yapmıyor çünkü. Yasa yapmak için irade gerekir, Ankara’nın kararnamesidir bunlar. İradesi olmayan bakan ve vekil de işgalin perdesinde kukladır!  

Faiz Sucuoğlu sendika başkanlarına ‘‘Belediye Reformu Ankara’nın dayatmasıdır’’ demişti, dediği çıktı: ‘Belediyelerin Birleştirilmesi Yasası’ 2022 Mali Protokolü’nden çıktı…

Koral Çağman’ın istifa gerekçesi Toplu İş Sözleşmesi ve sendika düşmanı yasalar 2022 Mali Protokolü’nden çıktı.

Mecliste oturmanın artık bir anlamı olmadığını söyleyerek siyasi hayatının en doğru hamlesini yaparak vekillikten istifa eden Kudret Özersay da kararname rejimini ifşa etti:

‘‘Uluslararası anlaşmalar Meclis’te maddelerine değişiklik önerilemeyeceği için ya bütünen onaylanır ya da reddedilir. Meşru olmayan ve demokratik teamüllere aykırı şekilde kurulan UBP-DP-YDP hükümetinin çoğunluğu ile Meclis’te onaylanacak ve gereği olan yasalar kürsüden avazınızın çıktığı kadar bağırsanız da, konuşma süresini zorlayıp uzatsanız da tıkır tıkır geçecektir. Bu konuda ve devamında anlaşmanın gereği olarak atılacak adımlarda her şey Meclis’ten de geçmeyecektir. Muhtemelen Meclis üç ay anayasal tatile çıkarılacak ve pek çok şey yasa gücünde kararnameyle Bakanlar Kurulu marifetiyle yürürlüğe konulacaktır’’…

12 Eylül Cuntası’nın armağanı KKTC Anayasası’nın 90. Maddesi’ne göre ‘anayasaya aykırı’ protokoller anayasadan üstündür. İlk kez parmağının arkasına saklanan siyasetçi değil de, hukukçu olarak konuşan Özersay’ın dediği gibi yasa gücünde kararname marifetiyle yapacaklar ne yapacaklarsa…

Efendinin önünde eğilirken osuran kölenin devri kapandı. Ya ayağa kalkacaksınız, ya da sizi sıçırdacak!

(28 Mayıs 2022 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author