Aziz Şah – Süleyman Demirel, “Kıbrıs Türkü esir kampında yaşıyor, dünya ile irtibatları kesik” demişti 1990’ların sonunda. Kapılar açılınca bu durum değişti mi?
Kıbrıs’ın işgal bölgesinden özgür bölgeye havalandırma delikleri açılınca “esir kampı” hayatı bitti mi?
Karpazlı Rumlar ve Kormacitli Maronitler iki defa esirdir Kıbrıs’ın işgal bölgesinde…
Kıbrıs Cumhuriyeti’nin resmi söyleminde işgal bölgesinde yaşayan Maronit ve Rumlar “Mahsur Olanlar” şeklinde tanımlanır. Demirel’in “Esir Kampı” tanımı ile Kıbrıs Cumhuriyeti’nin “Mahsur Olanlar” tanımı aynı anlama gelir.
Kormacitli Maria muhtar adayı olduğuna olacağına bin pişman oldu…
“Güvenlik tehdidisin” diyerek adaylığı engellendi başında TC’li bir Generalin oturduğu GKK tarafından.
Maria kendisini “fırın kebabı” olarak gören “Kıbrıslı Türk solcuları” ile bu coğrafyada az düşmanlık varmış gibi bir avuç Maroniti de düşmanlaştırmaya çabalayan Tahsin Ertuğruloğlu gibiler arasında sıkıştı kaldı…
TC’nin işgal rejiminin kukla meclisinde Ertuğruloğlu’na sordular:
-Maria Skoullou’nun muhtarlık adaylığı neden reddedildi?
Mareşal Ertuğruloğlu cevap verdi:
-“Kendisini işgal altında biri olarak tanımladığı için güvenlik sıkıntısı oluşturdu”…
Haberde göremedim kimin sorduğunu bu soruyu Bay Mareşal’a. UBP-DP-YDP’liler olamayacağına göre CTP’liler sordu…
C. Türk Partisi Kıbrıs’ta işgal olduğunu kabul etmiyor. AİHM kararlarında resmi olarak tutanaklara geçecek şekilde Türkiye Kıbrıs’ta işgalci olduğunu kabul etti, ancak C. Türk Partisi kabul etmiyor.
Şeftali kebabı milliyetçiliği ile fırın kebabı oryantalizmi arasında bir “sol” var burada. Ama işgalci karşısında hepsi ciğercinin kedisi…
Tufan Erhürman hışımla kürsüye gelerek “işgal altındaki bölge” diyen AKEL temsilcisi kadına saldıracak kadar ve CTP’nin televizyonu SİM TV’de Sami Özuslu “işgal demenin ötekileştirici bir dil” olduğunu söyleyecek kadar işgale perde oluyorlar.
Bu durumda, Maria’nın neden aday olamadığını soran CTP’li vekil tatmin olmuş mudur Ertuğruloğlu’nun verdiği cevaptan?
Kıbrıs’ta insan hakları mücadelesinin bir miladı olan “Kadınların eve dönüş yürüyüşü”nde işgal askeri ile karşı karşıya gelen ve tutuklanan kadınlarımızdan Titiana Loizidu’nun bu olaydan sonra açtığı davada kabul etti Türkiye işgalci olduğunu.
AİHM önünde resmi olarak tutanaklara geçecek şekilde kabul ve deklere etti Türkiye Kıbrıs’ta işgalci olduğunu.
Loizidou Davası’nın karar belgesinin 54’üncü ve 63’üncü paragraflarında şöyle deniyor.
“54. Türk Hükümetinin, başvuranın mülkünün kontrolünü kaybetmesinin, Kıbrıs’ın kuzey kesiminin Türk birlikleri tarafından işgal edilmesinden ve orada “KKTC”nin kurulmasından kaynaklandığını kabul etmesi, Mahkeme’nin isnat edilebilirlik meselesine ilişkin değerlendirmesi açısından önemlidir. (bkz. yukarıda belirtilen ön itiraz kararı, s. 24, para. 63)
Referans verilen belgenin 63. Paragrafına bakarsanız, orada da yazan aynen şöyle:
63. Bu bağlamda, davalı Hükümet, başvuranın mülkünün kontrolünü kaybetmesinin, Kıbrıs’ın kuzey kesiminin Türk birlikleri tarafından işgal edilmesinden ve orada “KKTC”nin kurulmasından kaynaklandığını kabul etmiştir. Ayrıca, başvuranın mülküne erişiminin Türk birlikleri tarafından engellendiği tartışılmamıştır”… (Tercümesi Mustafa Billur dostuma ait.)
Sevgili Maria Skoullou kendini “işgal altındaki biri” olarak tanımlamış diye 12. yüzyıldan beridir Maronitlerin yaşadığı Kormacit’te muhtar adayı olmasını uygun görmemiş işgal rejimi…
Skoullou’nun avukatı Adem Hoca öyle değil diyor. Maria “işgal altında” demedi, “arada kalmış/mahsur kalmış” dedi diyor… Varsın işgal dememiş olsun, “Mahsur Olanlar”danım demiş olsun…
İkisi de doğrudur: Marialar mahsurdur, çünkü Kıbrıs’ın kuzeyi işgal altındadır…
Süleyman Demirel “esir kampı” demişti, Maria ise “mahsur kaldım” dedi. Aynı şey…
İşgal rejimi diyor ki, AİHM kararlarında Türkiye’nin kabul ettiği işgal gerçeğini dile getirenler muhtar adayı bile olamaz. Bu da bir AİHM davası konusudur…
Maria Türkçe küsmüş, Türkçe kırılmış:
-“Hâlâ beni nasıl vuracaklar onunla uğraşıyorlar. Ben kötü bir şey yazmadım. Hâlâ neden benimle uğraşıyorlar?” dedi…
Faize Özdemirciler Rumca küsüp Türkçe kırılmıştı, Maria ise Türkçe küsüp Türkçe kırıldı.
(6 Ocak 2023 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)