Aziz Şah – Türkiye’deki Kahramanmaraş ile Kıbrıs’taki “Kapalı Maraş”ın hiçbir alakası yoktur. Varosha’nın adı 1974 işgalinden sonra Türkleştirilerek “Maraş” oldu.
Varosha ile Kahramanmaraş’ın hiçbir alakası olmasa da, bu alakayı kuran bir ırkçı yaşadı bir zamanlar: Mümtaz Soysal!
Varosha’ya Maraş isminin verilmesinden dolayı İstiklal Harbi’nin ruhuyla kutsandı Varosha Mümtaz Soysal’a göre. Sırf bu sebepten müzakere masasına ne zaman Varosha’nın Rum sahiplerine iadesi konusu gelse, “Maraş’ın verilmesi sözkonusu olamaz” derdi…
İşin ilginci şuydu: “Varosha Türk malıdır” demedi hiç, aksine “toprak pazarlığında koz olsun diye elde tutulduğunu” yazdı.
“Varosha” NATO’nun Kıbrıs’ı taksim planına göre Yeşil Hat’tın güneyinde kalacaktı. 1974 Harekâtı sırasında Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanı olan Kenan Evren de bunu birçok kez söyledi: “Kıbrıs Harekâtı sırasında birliklerimiz planlanandan fazla araziyi ele geçirmişler ve bu husus zamanın Başbakan’ı Ecevit’e arzedildiğinde ‘Elimizde bulunsun müzakereler sırasında bir taviz olarak veririz’ dediğini komutanımdan duymuştum”…
NATO bir hat çizdi, Türkiye’ye buraya kadar alacaksınız dedi, ancak siviller nereden bilsin NATO’nun gizli anlaşmasını, can havli ile kaçtılar. İyi ki de kaçtılar, kaçmayanlar arasında tecavüze uğrayan kadınlar ve öldürülenler vardı. İyi ki de kaçtılar yoksa “Varosha Katliamı” diye bir sayfa daha olacaktı tarihimizde… Yok mu ki?
Kayıp Şahıslar Komitesi senelerdir “Kapalı Maraş”ta toplu mezar aramak ister. “Askeri bölge statüsü”nde olduğu gerekçesiyle müsaade edilmedi. 2020 senesinde Erdoğan Varosha’nın sahil kesiminde şov yapınca durum değişti!
Varosha’da kayıp araması/kazısı yapılması yönündeki taleplere askerî statü gerekçe göstererek izin verilmediğini belirten Komite şöyle demişti:
-“Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın adayı ziyaretinde bölgede piknik yapacağını açıklamasından sonra askerî statü miti ve bahanesi çöktü!”
Birçok kez Varosha’nın Rum sahiplerine iadesine karşılık Mağusa, Timbu (Ercan) ve Lefkoşa limanlarının uluslararası ulaşıma ve ticarete açılması teklif edildi. Denktaş’ın danışmanı olduğu süre boyunca bu teklifleri Mümtaz Soysal reddetti, ardından Mehmet Ali Talat reddetti, son olarak da Mevlüt Çavuşoğlu reddetti.
Ben bu konuları yazmaktan o kadar çok sıkıldım ki… 2021’de limanların açılması teklifi yapıldığında herkes susarken bunu destekleyen yazıları Avrupa-Afrika’da biz yazdık sadece! Aynı günlerde Anastasiadis Kıbrıslı Türk toplumuna “Kıbrıs Cumhuriyeti’ne dönüş çağrısı” yaptığında onu da tek başımıza biz destekledik!
Neden? Kıbrıslı Türk toplumu ortağı ve yurttaşı olduğu Kıbrıs Cumhuriyeti Devleti’nde insan gibi yaşasın diye…
Mağusalı sporcu çocuklar Adıyaman’a neden gitti? Neden öldüler? Dünyaya gidemedikleri için!
Spor ambargosu 1983’te KKTC’nin kuruluşu ile BM’nin 550 sayılı kararıyla başladı. O güne kadar yoktu!
Ekonomik izolasyon ise 1991’de Avrupa’ya ihraç edilen ürünlere “KKTC” mührü vurulunca; 1994’te Avrupa Topluluğu Adalet Divanı’nın (ABAD) aldığı karar ile başladı.
“Dünyanın Kıbrıslı Türklere uyguladığı haksız ambargolar ve izolasyonlar” palavradır!
TC Devleti, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin egemen toprağını işgal ederek üzerinde KKTC adında korsan bir yapı kurmuştur. Ambargoların nedeni budur!
1993 senesinde daha ortada ABAD kararı yokken, Varosha’nın sahiplerine iadesine karşılık Lefkoşa Uluslararası Havaalanı’nın açılmasını BM Genel Sekreteri Ghali önerdi ama Mümtaz Soysal reddetti. “Ambargoları” TC Devleti kendi eliyle yarattı…
Mümtaz Soysal 29 Mayıs 1993’te Hürriyet’te şöyle yazdı: “Kıbrıs Türklerinin dış dünyayla ilişkilerini kolaylaştırmak karşılığında Maraş’ın ‘verilmesi’ sözkonusu olduğu zaman, aşılması gereken birinci engel, bu psikolojik noktadır”…
Nedir bu psikolojik nokta? “Maraş, Türk insanının zihninde İstiklal Harbi’nin direniş duygusuyla bütünleşmiş bir ad. Hele ‘kahraman’ unvanını da aldıktan sonra”…
Varosha’ya “Maraş” adını vermişler. Bu yüzden Varosha Rum mal sahiplerine iade edilirse Türk milletinin psikolojisi bozulurmuş! Bu yüzden Kıbrıslı Türk toplumu dünyadan izole yaşamak zorundadır…
Çocuklarımız işte bu ayrılıkçı politikaların sonucu olan “spor ambargo”su yüzünden Adıyaman’da İSİAS’ta öldü!
(4 Mart 2023 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)