Kansız soykırımın kanattığı dilimiz

Aziz Şah – Omorfolu bir öğretmen anlattı:

Kıbrıs ağzı konuşan bir çocuğu almış ortasına Türkiyeli yerleşimcilerin çocukları, alay ediyor. Geldiğimiz nokta işte budur!

Kıbrıs’ta Kıbrıslı gibi konuşan aşağılanıyor. Türk ırkçılığının bizi Türkleştirmesi ve hiçleştirmesi bitmiyor…

Yaladığınız kasabın bıçağı sizin dilinizi kesmemiş olabilir, ama hiçbir suçu olmayan nesillerin dilini kesiyor.

Sizin dilinize bal tadı veren kan, Omorfo’da o çocuğun dilinde kandır, kan…

Ne diyordu liberaller? “Ötekileştirme” mi? Yok, KANSIZ SOYKIRIM’dır olan biten…

Aklıma geldikçe son 10 senede Kıbrıslı işgal işbirlikçilerinden Kıbrıslı yurtseverlere yönelen saldırılar, linçler, hakaretler, daha da öfkeleniyorum.

Kendi yurdunda azınlık olmanın anlamını okulda öğreniyor çocuklarımız.

Kansız soykırım görünenden sancılı olacak, kan da akacak. Aktı zaten Kutlu Adalı’nın kanı. Ama hiçbir soykırım, kültürel soykırım bile olsa bu kadar “kansız” olmaz!

Karadenizli ve Hataylıların başını çektiği TC’li yerleşimcilerin 22 Ocak 2018’de gerçekleştirdiği taşlı linçte kan akmadıysa polis teşkilatındaki “son komutan” Ali Savaş Altan sayesindedir. Kan dökülmesini engellediği için Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı tarafından üzeri cızıldı Ali Komutan’ın!

*** 

Türkiye’nin egemenlik bayramı olan 23 Nisan Kıbrıs’ın işgal bölgesinde de sömürgeci anakaradaki gibi kutlanır. 23 Nisan’da çocuklar büyüklerin makamlarına oturtulur…

23 Nisan 2023’te Girne Belediye Başkanı Murat Şenkul’un makamına da çocuklar götürüldü. Şenkul çocuklara sordu, nerelisiniz diye…

Çocuklardan biri “Antalyalıyım”, biri “Konyalıyım”, biri ne dese bilemedi “Çerkezim, Türküm” dedi, biri de “Kocaeliliyim” dedi.

Şenkul “bütün cevaplar yanlış” dedi onlara, “hepimiz Girneliyiz diyeceksiniz” dedi…

Girne’de Belediye Başkanı’nın koltuğuna oturtacak tek bir Kıbrıslı çocuk bulamadıklarına mı yanalım, yoksa Murat Şenkul gibi uyduruk bir “Girnelilik kimliği” ile TC’nin 1974’ten beridir yürüttüğü kültürel soykırım politikalarına örtü olan işgal işbirlikçisi Kıbrıslılara mı yanalım!

-“Babamızın annemizin nereden geldiğinin önemi yok, biz Girneliyiz” diyor Şenkul çocuklara.

Mesele tek tek bireyler değildir, o bireylere TC’nin yerleşimci nüfus mühendisliğinin yüklediği “misyon”dur.

1974 istilasından sonra Bülent Ecevit’in Girne’ye yerleştirdiği ilk yerleşimci nüfustan Erhan Arıklı şöyle demişti 22 Ocak 2018 linçinden sonra İskele’de linçin başını çeken Karadenizlilerin hamsi festivalinde:

-“Kim olduğumuzu bileceğiz. Misyonumuzun farkında olacağız”…

Bu “misyon”u bugüne kadar en iyi bir TC’li yerleşimci tanımladı, sosyal medyada Kıbrıslılara hitaben yazdığı yazıda. 1975’te Başbakan Bülent Ecevit ve Maliye Bakanı Ziya Müezzinoğlu tarafından Mesarya’ya taşınan illegal yerleşimci nüfusun üçüncü kuşağı, yani 1975’te buraya taşınan dedenin torunu şöyle anlattı Mustafa Akıncı’nın seçimi nasıl kaybettiğini:

-“(…) Türkiye talimat verdiği için, Denktaş babamıza rağmen gittik ‘evet’ oyu kullandık. Yoksa siz Federaller %65 ‘evet’i rüyanızda bile görmezdiniz. Düşünün, 350 oyu olan Gaco köyünden 330 evet çıktı. (…) Gel zaman git zaman bizim 45 bin kişi, 65 bin oldu. Gün geldi Türkiye yine seslendi ve dedi ki, benim Suriye’deki askerime dil uzatana oy vermeyin. BİZ DE HÂLÂ SAHİBİMİZ OLARAK GÖRDÜĞÜMÜZ Türkiye’yi dinleyerek vermedik ve son Cumhurbaşkanı (Ersin Tatar) 65 bin oyla seçildi”…

Murat Şenkul’un uyduruk “Girnelilik” kimliği ile yerleşimci sömürgeciliği örtülemez. Çünkü Tansu Çiller’in Özker Özgür’e dediği gibi: “Siz Konya ili gibisiniz”…

Şenkul’un “Girnelilik kimliği” o kadar uyduruktur ki, bir gecede talimatla “KKTC vatandaşı”, başka bir gecede talimatla “KKTC Din İşleri Başkanı” yapılan İsmailağa Cemaati’ne mensup Ahmet Ünsal’ı savunmak zorunda kalmıştı. Kadın düşmanı vaaz veren Ünsal’a “Ben bütün Girnelilerin başkanıyım” diyerek sahip çıkması Murat Şenkul’un kendi kimliksizliğinden başka bir şey değildir. (Bu olay üzerine 18-19 Nisan’da Murat Şenkul’un “Yeni Girne”si: YERLEŞİMCİ SÖMÜRGECİ NÜFUS GERÇEĞİ başlığı altında iki yazı yazmıştım.)

Bir Kürt kadınından duymuştum: Dîwaro jî tera di bem, bûka malê tu fam bike.

(Devam edecek)

(4 Mayıs 2023 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author