Aziz Şah – Bir Kıbrıslının Türkiye’ye girişinin yasaklanmasının Kıbrıs’ta artık haber değeri yoktur.
Basına yansıdığı kadarıyla 13 kişi şimdiye kadar Türkiye Cumhuriyeti Devleti tarafından kapıdan çevrildi…
Bir Kıbrıslının ülkesini işgal eden, kolonileştiren, yağmalayan sömürgeci TC Devleti tarafından “tehlikeli” ilan edilmesi ancak onur olur. Velakin şimdiye kadar Türkiye’ye sokulmayan Kıbrıslıların profillerine baktığımızda böyle bir manzara yok: Türkiye’ye girişi yasaklanan Kıbrıslılar içerisinde TC Devleti’nin Kıbrıs’ta işgalci olduğunu inkâr edenler çoğunlukta…
Ankara’yı da anlamak zor: Türkiye’ye işgalci ve istilacı diyen aydınları da cezalandırmış, Türkiye’nin buradaki işgal rejimini savunanları da…
Anlaşıldığı kadarıyla iyi-kötü-çirkin Kıbrıslıları bir torbaya attı Ankara. Kıbrıslıları Kıbrıslı oldukları için cezalandırdı.
Son olarak DEV-İŞ Başkanı Koral Aşam Türkiye’ye sokulmadı…
Bu saatten sonra Türkiye’ye gerçekten gitmek isteyen Kıbrıslıların deneyeceği son yöntem Kıbrıs Cumhuriyeti pasaportuyla gidip vize almaktır. İlla ki “Türkiye’ye gideceğim, İstanbul’un güzelliklerinden, Anadolu irfanından, halkların kardeşliğinden tadacağım” diyorsanız son çare Kıbrıs Cumhuriyeti pasaportu ile gitmektir…
En azından Türkiye’ye sokulmazsanız AB üyesi Kıbrıs Cumhuriyeti yurttaşı olarak sokulmayın!
Bir Kıbrıslının Türkiye’ye girişinin yasaklanmasının Kıbrıs’ta artık haber değeri yoktur, dedim, çünkü alıştık.
-“Süt bedelleri ödendi… Narenciye üreticisi grak grak eder… Döviz patladı… Badadez üreticisi “Ürettikçe yok oluyoruz” dedi… Lefkoşa’yı bok götürür… Yarın falanca bölgelerde elektrik kesintisi olacak… TC-KKTC protokolü imzalandı… İhaleleri Karadenizli müteahhit aldı… Dağyolu’nda yanlış şeritten giden ehliyetsiz kamyon şoförü katliam yaptı… Pakistanlı işçiler ölü bulundu… İranlılar içişleri bakanlığının bilgisayar sistemini patlatarak oturma izni dağıttı… Türkiyeli yerleşimciler gazete taşladı… İsrailliler toprak satın aldı… Interpol’ün aradığı Rus mafya babası Trikomo’da emlak kralı çıktı… UBP’nin içindeki hizip CTP’ye oy verdi… CTP Adana, Urfa, Karadeniz, Hatay, Maraş ve Adıyaman hemşeri derneklerini ziyaret etti… YSK’nın açıkladığı yeni seçmen sayısı sosyal medyada infiale neden oldu” gibi haberlere nasıl alıştıysak, Türkiye’ye girişi yasaklanan Kıbrıslılara da alıştık…
Ha “süt bedelleri ödendi”, ha “Bir Kıbrıslı daha Türkiye’ye alınmadı”…
Kıbrıs’ta biz alıştık Kıbrıslıların Türkiye’ye sokulmamasına ama Türkiye’de de haber değeri yoktur, alıştıklarından da değil, çünkü umurlarında değil…
Artık Türkiye’ye bir Kıbrıslı sokulmadığında oturup yazı yazmıyorum, gerek duymuyorum. Çünkü “süt bedelleri ödendi” haberidir…
Ama bu defa baktım ki, Dev-İş Başkanı Koral Aşam Petrol-İş’in kongresine davet edildiği için Türkiye’ye gitmiş…
PEO Dev-İş Başkanı Koral Aşam’la dayanışma mesajı yayınladı… Ama Aşam’ı kendi kongresine davet eden PETROL-İŞ bir açıklama yayınlamadı.
İşte bunun bir haber değeri vardır!
Türkiye solunun, sosyalistlerinin, emek hareketinin Kıbrıs’a nereden baktığını gösterir…
PETROL-İŞ Kıbrıs’ı takip ediyor, öyle yabancı değiller buraya.
Mehmet Seyis öldüğünde “Türkiye işçi sınıfının ve Petrol-İş sendikamızın da dostu olarak Kıbrıs işçi sınıfının mücadelesinde en ön saflarda, kararlı bir mücadele yürüten Mehmet Seyis” diyerek sendikanın Merkez Yönetim Kurulu başsağlığı yayınladı… Ama aynı zamanda Rauf Denktaş öldüğünde de “KKTC’nin ve Türkiye’nin başı sağolsun… Kıbrıs Türk halkının acısını paylaşıyoruz” diye açıklama yaptılar… Milli dava ve sınıf mücadelesi bir arada… Velhasıl 2013’te de Koral Aşam CTP’den “milletvekili adayı” olduğunda “İşçi sınıfının sesini duyuracak dostumuzu destekliyoruz” diye açıklama yaptı PETROL-İŞ…
Ama kendi davetlileri olarak Türkiye’ye giden Aşam’ın Türkiye sokulmaması konusunda sessiz kaldılar…
Sosyalist yayınevlerini ve aydınları destekleyen PETROL-İŞ gibi mücadeleci bir sendikadan bahsediyorum…
Hem “milli dava” hem “sınıf mücadelesi” bir arada olmaz. Ezen ulus şovenizmi eninde sonunda açık eder kendini…
İstanbul’un sanayi havzalarında sınıf mücadelesi verebilirsiniz ama TC Devleti’nin 1974’ten beridir işgal altında tuttuğu Kıbrıs karşısında sorumluluğunuz başkadır!
Hem Rauf Denktaş’ı hem Mehmet Seyis’i anamazsınız…
Süt bedelleri ödendi mi?
(6 Eylül 2023 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)