Aziz Şah – İtalya’da tutuklanan avukat Akan Kürşat’tan sonra Europol’un 4 avukat için daha Kıbrıslı Rumlara ait taşınmaz arazileri sattıkları gerekçesiyle tutuklama emri çıkardığını yazdı “Yenibakış” gazetesi.
Kıbrıs Cumhuriyeti polis basın subayı Hristos Andreu da avukat Akan Kürşat’ın Kıbrıslı Rumların taşınmaz mallarının satışıyla ilgili tutuklandığını açıkladı.
Philenews’ün haberine göre de Kürşat, “işgal altındaki topraklarda Kıbrıslı Rumlara ait mülkleri zimmete geçirmek”le suçlanıyor. Eğer tanımlamayı tam olarak bu şekilde yapıp, toprak hırsızlığından yargılanacaklarsa Kıbrıs tarihinde yeni bir sayfa açılıyor.
Avrupa’ya gittikleri anda tutuklanacaklar, deniyor…
Ledra Palace kapısından geçince Avrupa başlıyor mu, başlamıyor mu? Kıbrıs Cumhuriyeti tutuklamaları kendisi yapacak mı, yapmayacak mı?
Akan Kürşat’ın Larnaka’dan mı, İstanbul üzerinden mi gittiği henüz netleşmedi. İki iddia da farklı basın organlarında yer alıyor. Bu yüzden bilemiyoruz, Lokmacı’dan geçince yerel polisin tutuklayıp tutuklamayacağını…
Kıbrıs Cumhuriyeti Devleti’nin 50 senedir yapmadığı oluyor şu anda!
Kıbrıs Cumhuriyeti liderliği bir devlet yönetir gibi değil, devlet olmaktan korkar gibi hareket ediyor.
Bir devletin yasaları olur, yasaları uygular. Toprakları işgal altında olduğu için Kıbrıs Cumhuriyeti yasalarını uygulayamıyor mu?
Uygulayamıyor değil, uygulamıyor! Kıbrıs Cumhurbaşkanı Hristodulidis ne demişti işgalci devletin Cumhurbaşkanı Erdoğan’a?
-“Beraber çalışalım Sn. Erdoğan. Diyalog ve uluslararası meşruluk yoluyla ülkelerimiz için daha parlak bir gelecek kuralım”…
Türkiye ile birlikte çalışmak isteyen bir zihniyet devletinin yasalarını uygulayamaz.
Toprakları yarım asırdır işgal altında olan Kıbrıs Cumhuriyeti yarım asırdır işgalci ile müzakere etmeye çalışıyor.
Yalvarıyor adeta Kıbrıs Cumhuriyeti Türkiye’ye BM müzakere sirki yeniden kurulsun diye…
İşte bu yüzden, Avukat Akan Kürşat İtalya’da tutuklandıktan sonra çok temkinli yaklaştım. Çünkü Kıbrıs Cumhuriyeti liderliği böyle bir “gerilim”i istemez.
Kürşat’tan sonra 4 avukat için daha Kıbrıslı Rum arazilerinin sahte tapuyla satışından dolayı Europol tarafından tutuklama emri çıkarılmış… Kim talep etti bu tutuklamaları?
Kıbrıs Cumhuriyeti’nin yapması gereken ama yapmadığı bir harekettir bu. Hristodulidis’in Erdoğan’la kurmaya çalıştığı “diyalog” yolunu kapatan bir hamledir…
Hristodulidis’te “Enver Sedat sendromu” vardır. Mısır Cumhurbaşkanı Sedat düşmanı olan İsrail’in parlamentosunda konuşma yapmak istemişti ve yaptı.
Hristodulidis de ülkesini işgal eden Türkiye’nin başkenti Ankara’ya Tayyip Erdoğan tarafından davet edilmek için Paris’i, Berlin’i, Brüksel’i bile aracı yaptı.
Hristodulidis adeta yalvardı Erdoğan’a Ankara’ya davet edilmek için…
Enver Sedat’ın İsrail’in Knesset’inde konuştuğu gibi, Hristodulidis de Ankara’da TBMM’de konuşmak istiyor…
Ama Erdoğan yalvaranları küçük görür, karşısında dik duranları muhatap alır.
Suriye Devlet Başkanı Esad’a “Ön şart olmaksızın görüşelim” dedi Erdoğan…
Esad ise şöyle dedi Erdoğan’a:
-Yani görüşme için “herhangi bir ön şart olmaksızın” ibaresi, toplantıda herhangi bir gündemin olmaması demektir. Gündem yoksa hazırlık da yok demektir. Hazırlık olmaması, (görüşmeden) herhangi bir sonuç çıkmaması demektir.
Biz (bu konuda) net hedefimize ulaşmak istiyoruz, o da askerlerin çekilmesidir. Buna karşılık Erdoğan’ın amacı, Suriye’deki Türk işgalini meşru kılmaktır. Bu nedenle görüşmenin Erdoğan’ın şartları dahilinde gerçekleşmesi mümkün değildir!”…
Esad Erdoğan’a diyor ki:
-İşgal ordusunu Suriye’nin kuzeyinden çekmediğin sürece müzakere edeceğimiz hiçbir şey yoktur.
Bir işgalci, işgal ettiği toprağın sahipleri ile ne müzakere edebilir?
-İşgal ettiği toprağın kendinde kalmasını.
Ne diyor Esad?
-Erdoğan’ın amacı, Suriye’deki Türk işgalini meşru kılmaktır.
Bunu nasıl sağlayacak? “Ön şartsız görüşme” ile!
Kıbrıs’ta 1974’ten 2017’ye Cenevre’den Crans Montana’ya devam eden “müzakereler” gibi…
Türkiye bu müzakerelerle Kıbrıs’taki işgalci varlığını BM nezdinde meşrulaştırdı mı? Evet!
Meşrulaştırılmış bir işgalden fazla ne verebilir Hristodulidis Erdoğan’a?
Verilmeyen mücadelelerin sonuçları, mücadelede ödenecek bedelden daha ağırdır!
20 sene önce 3-5 müteahhidi tutuklasaydı Kıbrıs Cumhuriyeti, Girne’nin yağmalanmasının bile önüne geçilebilirdi…
“Müzakere etmek” bize ülkemizi kaybettirdi!
(6 Ocak 2024 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)